Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7071 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17571 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: İstanbul 3. İş MahkemesiTARİHİ: 04/10/2006NUMARASI: 92-593 Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, davalı Kuruma ait hastanede görmüş olduğu tedavinin hatalı olduğunu ileri sürerek bu nedenle oluşan maluliyeti için maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Sosyal Sigortalar Kurumu İ. E. Hastanesi Baştabipliği’ne ait yazı ve belgelerden davacının 28.09.1998 tarihindeki müracaatı üzerine sol el 5. parmağına hastane tarafından tedavi uygulandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 02.05.2001 tarihli raporu içeriğinden davacıda %4.3 oranında maluliyetin oluştuğu saptanmıştır. Dairemizin 25.12.2003 gün ve E:2003/10235, K:2003/10864 sayılı bozma ilamında, Sosyal Sigortalar Kurumu İ. E. Hastanesi Baştabipliği tarafından sürdürülen tedavi sonucu davacıda tespit olunan hastalığı ile ilgili bulgularla, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 02.05.2001 tarihli raporunda öngörülen %4.3 oranındaki maluliyetinin oluşumuna etken olan bulgular arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının ve illiyet bağı var ise maluliyet oranının ne olduğunun tesbiti için tedavi süresince tanzim olunan raporlar ile hasta tabela ve müşahade kağıtları, film ve grafiler de eklenerek Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor almak, alınan raporun sonucuna göre dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 23.06.2006 tarihli raporunda, evde geçirdiği kaza sonrası sol el 5. parmak orta falanks kırığı meydana geldiği, ilk müdahalesonrası 14.10.1998’de ameliyat edildiği ve 30.11.1998’de takılan protezin alındığı ve sonra 5. parmak pıp eklem hizasında ekstansör tendon kesisi nedeni ile İ.Ü. Tıp Fakültesi El Cerrahisi Bölümü’ne sevk edildiği bildirilen davacı adına düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin birlikte değerlendirilmesinde, mevcut belgeler dışında tıbbi belge temin edilemediğinden, eldeki tıbbi belgelere göre sol el 5. orta falanx kırığı mevcut olan kişiye 14.10.1998’de opere edildiği ve operasyonda uygulanan tedavi şeklinin ne olduğuna dair düzenlenmiş tıbbi belge bulunmadığı cihetle uygulanan tedavinin maluliyetin oluşmasına, ne oranda etkisi ve katkısı olduğu yönde görüş bildirilmeyeceği mütaala olunmuştur.Mahkemece, Dairemizin 25.12.2003 gün ve E:2003/10235, K:2003/10864 sayılı bozma ilamı doğrultusunda elde mevcut tüm tıbbi belgeler ile dava dosyasının gerektiğinde sigortalının da Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’na gönderilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan (üst kurul) rapor alınarak, Sosyal Sigortalar Kurumu İ. E. Hastanesi Baştabipliği tarafından sürdürülen tedavi sonucu davacıda tespit olunan hastalığı ile ilgili bulgularla, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 02.05.2001 tarihli raporunda öngörülen %4.3 oranındaki maluliyetinin oluşumuna etken olan bulgular arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının ve illiyet bağı var ise maluliyet oranına etkisinin ne olduğunun saptanmak ve oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.