Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarih : 31.1.2006No : 143-104 Davacı emeklilik süresince sağlık sigortasından yararlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, isteğe bağlı sigortalı olarak yaşlılık aylığı almakta olan davacının sağlık sigortasından yararlandırılması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiştir.Davacının 20.04.1982-31.05.1994 ve 19.04.1995-04.08.1997 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı, 26.09.1997-31.10.2001 ve 01.01.2002-26.06.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 08.03.2004 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, 01.04.2004 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurum tarafından 1479 sayılı Yasa'nın 4956 sayılı Yasa'nın 47. maddesi ile eklenen geçici 23. maddesi gereğince sağlık sigortasından yararlanmak isteminde bulunmadığı gerekçesiyle davacının sağlık sigortasından yararlandırılmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1479 sayılı Yasa'nın sağlık sigortasının kapsamını belirleyen Ek 11. maddesinde değişiklik yapan 28. maddesi hükmü ile sağlık sigortasından sadece zorunlu sigortalı olanların yararlanmasına imkan tanınmıştır. Bu değişiklikten önce 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalıların tamamı bu yardımdan yararlanmakta iken, bu değişiklikle sağlık sigortasının uygulama alanı daraltılmış ve isteğe bağlı sigortalılar kapsam dışında bırakılmıştır. Söz konusu Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa Mahkemesi’nin 26.10.2000 tarihli ve E:2000/61, K:2000/34 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal hükmü 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, 1479 sayılı Yasa'nın 4956 sayılı Yasa'nın 37. maddesi ile yeniden düzenlenen Ek 11. maddesinde, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen değişikliğe dokunulmadığından, isteğe bağlı sigortalılar sağlık sigortası kapsamı dışında kalmaya devam etmişlerdir. Söz konusu değişiklik hükmü 08.08.2001 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdiğinden, ortada herhangi bir yasal boşluktan söz edilemeyeceği de kabul edilmelidir. Yasa koyucu, 04.10.2000 tarihinden önce sigortalı olanlar için özel bir düzenleme getirerek sigortalıların mağdur olmalarını önlemek istemiştir. Gerçekten, 1479 sayılı Yasa'nın 4956 sayılı Yasa'nın 47. maddesi ile eklenen geçici 23. maddesinde, 04.10.2000 tarihinden önce, bu yasaya ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre isteğe bağlı sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılıp sağlık sigortası primi ödemiş olanların, zorunlu sigortalılık kapsamından çıkarak isteğe bağlı sigortalı olanların, talepleri doğrultusunda sağlık sigortası primi kesilmeyenlerin, isteğe bağlı sigortalı olmak için talepte bulunmadan sigorta ve sağlık sigortası primlerini ödemiş olup, ödemeleri isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilenlerin, 4.10.2000 tarihinden sonra zorunlu sigortalılık kapsamından çıkarak isteğe bağlı sigortalı olanlar ile bunlardan malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı alanların, bu sürelere ilişkin prim ve her türlü borçlarını bu maddenin yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden itibaren bir yıl içinde talepte bulunmaları ve talep tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri şartıyla bu yasa hükümleri çerçevesinde sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilecekleri belirtilmiştir. Davacı, anılan yasa hükmü gereğince sağlık yardımlarından yararlanmak için süresinde talepte bulunmadığından, karar tarihi olan 31.01.2006 tarihi itibariyle davanın reddine ilişkin karar doğrudur. Ancak, karar tarihinden sonra 15.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın Ek 11. maddesinin 08.02.2006 gün ve 5454 sayılı Yasa'nın 8. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında, isteğe bağlı sigortalı olarak aylık alanların veya bunların hak sahiplerinin, talepleri halinde sağlık sigortasından yararlanabilecekleri öngörülmüştür.Yasaların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir. Ancak, devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda yasaların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında, 15.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın Ek 11. maddesinin 08.02.2006 gün ve 5454 sayılı Yasa'nın 8. maddesiyle eklenen 3. fıkrasının tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir. Bu durumda, temyize konu davanın açılmasını davacının sağlık sigortasından yararlanmak istemi olarak nitelendirerek, davacının 1479 sayılı Yasa'nın Ek 11. maddesinin 3. fıkrasının yürürlük tarihi olan 15.02.2006 tarihinden itibaren sağlık sigortasından yararlanabileceğinin tesbitine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.