Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6970 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5751 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi: Kırıkhan Asliye Hukuk İş MahkemesiTarih: 20.04.2006No: 190-223Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelmesi nedeniyle maluliyet oranının tesbiti ile maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle, bu tür uyuşmazlıklarda, öncelikle sigortalının meslekte kazanma güç kayıp oranı ve bu orana göre, Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin araştırılıp saptanması gerektiği söz götürmez. Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karar bağlanacağı bildirilmiştir. İlgililerce Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora itiraz edilmesi halinde Adli Tıp Kurumundan giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmak suretiyle sürekli iş göremezlik oranı belirlenmelidir.Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere maluliyet oranının tesbitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça davalı Kurumca sigortalıya gelir bağlanmayacağından maluliyet oranının tesbiti istemli dava ile tazminat davasının birarada görülüp sonuçlandırılması fiilen mümkün değildir. Hukuk Genel kurulunun 07.02.2007 tarihli 2007/21-69 Esas, 2007-55 Karar nolu kararı da bu yöndedir.Somut olayda davalı SSK.'ca sigortalının sürekli iş göremezlik oranı % 7.2 olarak belirlenmiş ve %10'nun altında olduğundan sigortalıya gelir bağlanmamış, davacı tarafından oranın tesbiti istendiğinden mahkemece Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim dalından alınan 19.02.2003 günlü raporda davacının % 15.2, Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 11.03.2003 günlü raporda % 7.2, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan raporda % 16 ve Adli Tip Kurumu Adana Grup Başkanlığı Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 14.03.2005 tarihli raporunda % 16 oranında sürekli iş göremez duruma geldiğinin bildirilmesi üzerine, SSK. Başkanlığı davacı tarafından davaya dahil edilmiş, mahkemece% 16 oranı esas alınmak suretiyle bilirkişiden hesap raporu alınmış, davalı Kurumca bu konuda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığından sigortalıya gelir bağlanmamasına rağmen mahkemece hesap raporu hükme dayanak alınarak sonuca gidilmiştir.Yapılacak iş; öncelikle davacıya dahili dava dilekçesini harçlandırması için önel vermek, maluliyet oranının tesbiti davasını tazminat davasından tefrik edip ayrı esasa kaydetmek, maluliyet oranının tesbiti davasını tazminat davası için bekletici mesele yapmak, maluliyet oranının tesbiti davasında Adli Tıp Kurumundan gerekirse Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor almak suretiyle maluliyet oranını belirlemek, tesbit davasında verilen hüküm kesinleştikten sonra davacıya kesinleşmiş tesbit kararını Kuruma ibraz edip kendisine gelir bağlanması istemiyle müracaatta bulunmak üzere önel vermek ve çıkacak sonuca göre hüküm tarihine en yakın tarihe göre hesap raporu alıp hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerini davalı Kurumdan getirtikten sonra ve kararı davacının temyiz etmemesi nedeniyle davalı işveren yararına oluşan usulü müktesep hak ilkeside gözetilerek çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davacıya davalı Kurumca gelir bağlanmadığından bu gelirin peşin sermaye değerini saptayıp hesaplanan maddi zarardan düşülerek karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığı düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların maluliyet oranının % 16 olduğuna ilişkin hükme, davalı işverenin maddi zarar hesabına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına , temyiz harcının istek halinde davalı D. İnş. Tic. A.Ş.'ye iadesine, 25.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.