MAHKEMESİ: Muş Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTARİHİ: 12/07/2007NUMARASI: 2007/234-2007/456Davacı, 1.4.1999-1.3.2004 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davalı, davacının 01.04.1999 ile 01.03.2004 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının sattığı ürün bedelinden prim kesintisi yapıldığına ilişkin bir belge bulunmadığı gibi mahkemece bu yönde bir araştırmada yapılmadığı da görülmektedir. Ürün bedelinden prim kesintisi yapılmadan veya davacı tarafından doğrudan prim yatırılmadan davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt veya tescil edildiğinin kabulü mümkün değildir.Mahkemece bu yön gözetilmeksizin sadece 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların bulunmasının sigortalı olarak kayıt ve tescil için tekbaşına yeterli olduğu düşünülmeksizin istemin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; davacıya varsa ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak varsa belgelerini getirtmek ve 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen kayıtlarda dikkate alınarak tüm delliler birarada değerlendirilip çıkacak sonuca göre hüküm kurmak, prim kesintisi yok ise istemin reddine karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.