Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6834 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 7266 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Bakırköy 1.İcra MahkemesiTarihi : 30.12.2004No : 397-1533Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.kişi) ve davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı 3. kişinin temyiz itirazlarının reddine,2-Davalı alacaklının temyizine gelince;Uyuşmazlık, İ.İ.K.'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir.Davaya konu eşyalar, borçlu huzurunda haczedildiğinden ve haciz mahallinde borçluya ait zati eşyalar da bulunduğundan, İ.İ.K.'nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçlunun sayılır. Ayrıca, borçlunun, davacı 3. kişi şirketin ortağı ve müdürü olan ..’nun kardeşi olduğu ve davalı alacaklı ile davacı 3. kişi şirket arasında imzalanan 24.02.2004 tarihli protokolu, davacı 3. kişi adına borçlunun imzaladığı da anlaşılmaktadır. Dava dışı Tasfiye halinde .. Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin eski ortakları arasında borçlunun da ismi mevcut olup, anılan şirketin yeni ortakları ise, davacı 3. kişi şirketin eski ortakları olan ... ve...’dır. Bu durumda, borçlu ile davacı 3. kişi şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işlemler yaptığı ortadadır. Davacı 3. kişi, delil olarak faturalar ibraz etmişse de, haczedilen eşyalara ilişkin olduğu anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davalı 3. kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Ayrıca, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, delil olarak sunulan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davacı 3. kişiye ait olduğunu göstermez. Öte yandan, H.U.M.K.’nun 299. maddesi uyarınca alacaklının haklarını etkilemeyen adi nitelikteki kira sözleşmesinin de mülkiyeti ispata yeterli belgelerden olmadığı açıktır.Bu durumda davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Kabule göre de, davacı 3. kişinin kötüniyet tazminatı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir. O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı (alacaklıya) iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacı 3.kişiye) yükletilmesine, 22.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.