Mahkemesi: Adana 1.İş MahkemesiTarih: 26.09.2005No: 1568-1038Davacı, 1.7.1992 tarihinden itibaren zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 3.12.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Bağ-Kur Genel Müd. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 1.7,1992 ile dava tarihi olan 3.12.2004 tarihleri arasında SSK.'na tabi zorunlu sigortalı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve dava tarihini takibeden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancarekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının verdiği 23.6.1992 tarihli bildirge üzerine davalı Kurumca 1.7.1992 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, SSK. hizmet cetvelinden ihtilaf konusu dönemde 15.9.1992-20.9.1992 tarihleri arasında 5 günlük zorunlu sigortalı olarak çalışmasının bulunduğu durumun davalı Kurumca öğrenilmesi üzerine sigortalılığının 14.09.1992 tarihi itibariyle terkin edildiği, bu dönemde prim ödemesi bulunmadığı, 25.6.2003, 25.8.2003, 30.9.2003, 10.11.2003, 23.1.2004, 29.1.2004, 26,2,2004,17.5.2004 ve 21.5.2004 tarihlerinde prim ödemelerinin bulunduğu, 2 yıllık askerlik dönemini borçlanarak borçlanma bedelini süresi içinde 23.1.2004 tarihinde ödediği, davalı Kurumca 25.8.2003 tarihli prim ödemesi dikkate alınarak 1.9.2003 tarihi itibariyle yeniden kayıt ve tescil edildiği 17.3.1995 tarihinde Ziraat Odasına kaydolduğu ve kaydının dava tarihine kadar devam ettiği, davacının 1.7.1992-14.9.1992 ve 1.9.2003 tarihinden dava tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı, davalı Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 1.7.1992 tarihinde tescil edilmiş olmakla ve bu tarihten sonraki SSK.'na tabi çalışmaları uzun süreli blok çalışma olmayıp aralıklı ve kısa süreli çalışma olduğundan bu süreler dışında kalan dönemlerde 2926 sayılı Yasa'nın 10.maddesi koşullarını taşınması halinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekir ise de mahkemece 2926 sayılı Yasa'nın 10.maddesinde belirtilen kayıtların varlığı araştırılmaksızın ve 2926 sayılı Yasanın Ek 3.maddesi gereğince 1479 sayılı Yasa'nın 35.maddesi 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılar hakkında da uygulanacağından, 35.maddede yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalının yazılı talepte bulunması ve talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması gerektiğinden mahkemece bu yasa kuralı gözetilmeksizin prim ödemelerinin 14.9.1992 ile dava tarihi arasındaki dönemin tamamını kapsayıp kapsamadığı konusunda bir inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir.Yapılacak iş; öncelikle davacıyı ihtilaf konusu dönemde ürün satışı yaptığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden kesinti yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, Tapu Dairesinden davacı adına kayıtlı zirai arazı bulunup bulunmadığını sormak varsa tapu tesis tarihini tesbit etmek, Ziraat Bankası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, ayrıca ihtilaflı dönemde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tesbit ederek tanık olarak bilgilerine başvurmak davacının yaptığı prim ödemelerinin hangi süreyi kapsadığını gerekirse bir bilirkişi marifetiyle tesbit ettirip ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Kurumun yaşlılık aylığı bağlanmasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 22.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.