MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni geciktirici nedenlere göre davalı İ... Kanepe Mob. İml. San. ve Tic. A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle bakiye maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, 18.542,17 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 28.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; olayın Kurumca iş kazası kabul edilerek davacının sürekli iş görmezlik oranının % 17.2 olduğunun belirtildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda davacı işçinin % 20 oranında ortak kusuru bulunduğunun belirtildiği, onanarak kesinleşen Kayseri 2. İş Mahkemesi’nin 2013/553 esas 2013/937 karar sayılı dosyasında hükme esas alınan 04.12.2013 tarihli ek hesap raporunda % 17.2 sürekli iş göremezlik oranı ve % 80 kusur oranına isabet eden zarar miktarından davacıya Kurumca bağlanan ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilecek kısmının tenzili sonucu 23.280,68 TL karşılanmamış zararı bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece maddi tazminat yönünden davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması ile talep gibi 8.883,97 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiği, temyize konu dava dosyasında bakiye alacak için hükme en yakın tarihe göre yeniden hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek alınan 08.07.2014 tarihli ek hesap raporunda davacının karşılanmamış maddi zararının 18.542,17 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez. Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Somut olayda, onanarak kesinleşen Kayseri 2. İş Mahkemesi’nin 2013/553 esas 2013/937 karar sayılı dosyasında hükme esas alınan 04.12.2013 tarihli ek hesap raporunda tespit edilen 23.280,68 TL maddi tazminat miktarının aleyhe temyiz ve bozma konusu edilmeyerek davalı işveren yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınarak, bu miktardan kesinleşen dosya ile hüküm altına alınan 8.883,97 TL tazminatın tenzili ile karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile 08.07.2014 tarihli ek hesap raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.