Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6715 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17391 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarih : 1.5.2006No : 18-130 Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 27.6.2002 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda bedence arızaya uğradığı iddiasına dayalı maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının maddi tazminat ile ilgili talebini geri alması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve geçirdiği kaza nedeniyle de yazılı manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olduğundan yerinde değildir. Davacı, davalıya ait işyerinde termoformik şekillendirici makinada çalışmakta iken sağ el 1.2.ve 3. parmaklarından yaralandığı için beden güç kaybına uğradığını ileri sürerek bu davayı açmıştır. 506 sayılı Yasa’nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını engeç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurumca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle kesin hale geleceği bildirilmiştir.Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karar bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş müfettişi tarafından düzenlenen 28.8.2002 gün ve 91 sayılı raporu ile olayın iş kazası olduğu sonucuna varıldığı iş kazasından SSK Başkanlığı'nın haberdar olduğu, kurum yazısından kaza olayı ile ilgili sigorta müfettişlerince yürütülen soruşturmanın henüz sonuçlanmadığı, maluliyet işlemlerinin sürdürülebilmesi için müfettiş raporunun beklendiğinin bildirildiği halde mahkemece bu işlem sonucu beklenmeden hüküm kurulduğu ortadadır. Uyuşmazlığın çözümü için, SSK'ca yapılan tahkikatın sonuçlanması ve davacı da oluşan beden gücü kayıp oranının kesin olarak belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu yönü ile yapılacak iş; kurumca yapılan tahkikatın sonucunu beklemek davacı da kaza sonucu oluşan beden gücü kayıp oranına ilişkin kurum kararının sonucuna göre tüm deliller birarada değerlendirilip bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.