Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 669 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24173 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ordu İş MahkemesiTARİHİ : 17/12/2012NUMARASI : 2011/149-2012/639Davacı, emeklilik aylığına hak kazandığının tespitine, birikmiş aylıkların yasal faiziyle birlikte yersiz ödemeden kaynaklandığı iddia edilen miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava; davalı Kurum tarafından sahte sigortalılık gerekçesi ile maluliyet aylığı iptal edilen davacının, maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti, ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile ödenmesi ve davalı Kurum tarafından bildirilen yersiz ödeme nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece; davacının emekli aylığına hak kazandığının tespitine, birikmiş aylıklarının ödemeye hak kazandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Kurum'dan tahsiline, davacıya yersiz ödeme olarak bildirilen 3.238,38 TL borçlu bulunmadığının tespitine, bunun aksine ilişkin Kurum işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 28.02.2001 – 17.04.2007 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa, 01.06.2007 – 19.03.2009 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa ve 1988/1. dönem – 2000/1. dönem arası ile 18.04.2007 – 22.04.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunduğu, davacının 21.04.2008 tarihli ve maluliyet aylığı bağlanmasına ilişkin talebinin davalı Kurum Maluliyet Daire Başkanlığı'nın 27.10.2008 tarihli kararı ile reddedildiği, davacının itirazı üzerine Yüksek Sağlık Kurulu'nun 25.02.2009 tarihli kararı ile; davacının çalışma gücünün 2/3'ünü kaybettiğine ve malul sayılmasına, maluliyetinin başlangıç tarihinin Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nin 18.09.2008 tarihli raporu olduğuna, kontrol muayenesi gerekmediğine, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığına karar verildiği, bu nedenle davacıya 2925 sayılı Yasa'nın 39 ve 506 sayılı Yasa'nın 54. maddeleri gereğince, 19.03.2009 tarihli tahsis talebi gereğince 01.04.2009 tarihinden itibaren aylık bağlandığı, ancak davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen 02.04.2011 tarihli yazıda; müfettiş raporunda sahte sigortalılık ile aylığa hak kazandığı tespit edildiğinden aylığının kesildiğinin bildirildiği, dosda kapsamında aylık kesme işlmeine dayanak yapılan müfettiş raporunun bulunmadığı, ancak davalı Kurum vekilince sunulan cevap dilekçesinde; davacının 18.04.2007 – 22.04.2007 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının sahte belge ile oluşturulması ve bu çalışmanın ffili bir çalışma olmaması nedeni ile maluliyet aylığının iptal edildiğinin belirtildiği, Cumhuriyet Savcılığı tarafından; davacının yanında çalıştığı kişi ve muhasebeci tarafından davacının çalışmalarının doğrulanması nedeni ile davacının üzerine atılı evrakta sahtecilik ve kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçunu işlediğine dair delil olmadığı belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair kara verildiği anlaşılmıştır.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 59/2. maddesinde “ Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda ise; davacının maluliyet aylığının kesilmesine dayanak yapılan müfettiş raporu dosya arasına alınarak incelenmeden ve anılan müfettiş raporunun aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı göz ardı edilerek, sadece tanık beyanları ile yetinilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece yapılacak iş; davacının maluliyet aylığının kesilmesine dayanak yapılan 2008/7434 sayılı soruşturmada görevli müfettiş Bekir Geçer tarafından düzenlenen 31.12.2010 tarih ve 105851/160 sayılı müfettiş raporunu dosya arasına almak, daha sonra anılan raporda belirtilen ve davacının 18.04.2007 – 22.04.2007 tarihleri arasındaki çalışmasının geçersiz sayılmasına ilişkin gerekçeleri irdeleyerek söz konusu çalışmanın gerçekten eylemli olup olmadığının tespiti hususunda davanın kamu düzenine ilişkin olma özelliği de göz önüne alınarak gerekli incelemeleri yapmak, gerekli ise çalışma bildirilen işyerinin dönem bordrolarını dosya arasına alarak re'sen seçilecek bordro tanıklarını, bordro tanığı bulunamaz ise komşu işyeri tanıklarını dinlemek, toplanan deliller sonucunda; maluliyet aylığının kesilmesine dayanak yapılan müfettiş raporunun aksi ispat edilir ise davanın kabulüne karar vermek, ancak anılan raporun aksi ispat edilemez ise davacının 506 sayılı Yasa'nın 54. maddesi kapsamında maluliyet aylığına hak kazanıp kazanamayacağını irdeleyerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.