Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6664 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12941 - Esas Yıl 2006
Mahkemesi : İzmir 2. İcra MahkemesiTarihi : 22.06.2006No : 172-468 Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin REDDİNE karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı üçüncü kişi, takip alacaklısı A.C.S. ’ı davalı göstererek İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasında, 09.03.2005 ve 16.07.2005 tarihlerinde haczedilen ve mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia ettiği eşyalar üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir.Borçlu davada taraf gösterilmemiştir. Kural olarak, istihkak davasında borçlunun davalı gösterilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerekir. Borçlunun İcra ve İflas Kanunu’nun 96/1. maddesi uyarınca davayı açan üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunması veya haciz sırasında hazır bulunmasına karşın üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmaması ya da İcra ve İflas Kanunu’nun 96/2. maddesi gereği yokluğunda yapılan üçüncü kişinin istihkak iddiası kendisine bildirilmesine karşın verilen üç günlük süre içinde itiraz etmemesi durumunda istihkak davasında davalı gösterilmesine gerek yoktur. Çünkü, bu durumda borçlu istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır (İcra ve İflas Kanunu md. 96/2).Somut olayda, borçlu A.K., haciz mahallinde hazır bulunarak, haczedilen eşyaların kendisine ait olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda, üçüncü kişinin istihkak davası, borçlunun çıkarlarını da ilgilendirdiğinden davanın borçlu A.K. a da yöneltilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Hal böyle olunca, adı geçen borçlunun davaya katılması sağlanarak, göstereceği kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde, davacı üçüncü kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı üçüncü kişinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacı (3.kişi)'ye iadesine, 18.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.