Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6541 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6855 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Aydın İş MahkemesiTARİHİ: 22/02/2006NUMARASI: 548-36Davacı, yurtdışı çalışmalarının sigortalılık süresine sayılmasına, yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olduğunun karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava; davacının 03.08.1999-01.11.2001 tarihleri arasında yurtdışında geçen çalışmaları için 3201 sayılı Yasa gereği yaptığı borçlanmanın geçerli olduğunun ve bu sürenin yaşlılık aylığı hesabında nazara alınması gerektiğinin ve tahsis talep tarihi olan 08.11.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitiyle birikmiş onbir aylık alacağının işlemiş faiziyle tahsili istemine ilişkidir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 29.10.1970-30.06.1982, 01.07.1999-30.09.2003 tarihleri arasında Almanya' da geçen çalışmalarını borçlanmak için 13.12.2003 tarihinde davalı Kuruma müracaat ettiği, davalı Kurumca talebinin kabul edilmesi üzerine bildirilen dövizi 25.10.2004 tarihinde Kuruma ödeyip 08.11.2004 tarihinde yaşlılık aylığı baglanması için talepte bulunması üzerine davalı Kurumca 03.08.1999 tarihinde Türk Vatandaşlığından çıkarılıp 01.11.2001 tarihinde tekrar Türk vatandaşlığına alınması nedeniyle 03.08.1999-01.11.2001 tarihleri arasındaki borçlanmanın iptal edildiğinin ve 15 yıllık sigortalılık süresinin 04.06.2006 tarihinde dolduracağı gerekçesiyle yaşlılık aylığı isteminin reddedildiği, gerçektende davacının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 20. maddesine göre Bakanlar Kurulu'nun 09.10.1998 günlü 98/11897 Kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verilip, Bakanlar Kurulunun 18.05.2001 gün ve 2001/2525 sayılı Kararı ile vatandaşlığa tekrar alındığı, aynı zamanda Federal Almanya vatandaşı da olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda mahkemece hükme dayanak alınan hesap raporunda 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 20. maddesine göre herhangi bir nedenle yabancı Devlet Vatandaşlığını kazanmış olmak veya başka bir Devlet Vatandaşlığını kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtilerin bulunması halinde Bakanlar Kurulunun izniyle vatandaşlıktan çıkabilecekleri 29.06.2004 tarihli 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5203 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değişik 29. maddesinde bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulacakları, ancak doğumla Türk Vatandaşlığını kazanmış olupta sonradan izin almak süretiyle yabancı devlet vatandaşlığını kazanan kişiler ve bunların kanuni mirasçıların Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenliği ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri, kanunun 33. ve 35. madde hükümlerinin saklı olduğu bildirilmiştir. Bu durumda davacının Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 25.10.2004 tarihinde yaptığı borçlanmanın geçerli olduğunun kabulü gerekir. Yapılacak iş; davacının geçerli sayılan yurtdışı borçlanma süreside dikkate alınarak yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirmek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.