Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 654 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 21892 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava; davacının 06/04/2011 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yargılamanın 04/11/2015 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile "Sürekli iş göremezlik zararı olarak 23.059,10TL nin 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu konudaki fazla talebin reddine, geçici iş göremezlik zararı olarak 872,68TL nin 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu konudaki fazla hakların saklı tutulmasına, tedavi giderleri açısından toplam 127,32TL zararının 58,32TL si için 12/04/2011 tarihinden, 9,00TL si için 15/04/2011 tarihinden, 60,00TL si için 16/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 2.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" karar verilmiş ise de gerekçeli kararda 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysaki, 18.12.2013 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, konuyla ilgili 10/04/1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK'nın 298/2 maddesi uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.