Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 646 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 13454 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : İş MahkemesiDavacı, eşinin iş kazası geçirmesi üzerine malul kaldığını ifade ederek manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalı eşinin iş kazası nedeniyle malul kalması nedeniyle manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 30.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; meslek hastalığı sonucu sigortalı eşin sürekli iş göremezlik oranının %63 olduğu, sigortalı tarafından dosyamız davalısına karşı açılan ve Dairemiz tarafından onanan Zonguldak 2. İş Mahkemesi'nin 2007/682Esas 2009/1013Karar sayılı hükmü ile sigortalıya 21/06/2006 kaza gününden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 202.431,52TL maddi ve 75.000,00TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ) Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 30.000,00TL manevi tazminatın fazla olduğu ortadadır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.