MAHKEMESİ: Kocaeli 1. İş MahkemesiTARİHİ: 08/03/2006NUMARASI: 387-88Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 02.09.1994-23.01.2003 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının davalı işverene ait Moskova’da bulunan şantiyesinde 02.09.1994-23.01.2003 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de eksik inceleme ile varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Devletlerin, yargı yetkilerini kullanmaları, kendi hakimiyet sahaları içerisinde yaşayan ve bu sınırlar içerisinde geçerli hukuk kurallarına göre olduğu, hukukun genel prensibidir. Olayda herhangi bir şekilde “yabancılık” unsuru girdiğinde mutlak olarak “Türk Hukukunun” uygulanacağından söz edilemez.506 sayılı Yasada belirlenen ilke ve tanımlar kural olarak Türkiye’de bulunan işçi, i??verenler ve işyerleri için hüküm ifade ettiği tartışmasızdır. Bu nedenlerle, 506 sayılı Yasanın 3. maddesinde G) bendinde Türkiye’de çalışan ve yabancı ülkede sigortalı olan yabancı kişilerin sigortalı olmayacakları gibi özel ve istisnai hükümlere de yer verilmiştir.Somut olayımızda; davalı işveren davacının hizmet tesbitine konu yaptığı işyerinin “Moskova’da” bulunduğunu iddia etmektedir. Bu iddia yönü ile olaya uygulanacak yasa maddesinin tesbiti açısından öncelikle Rusya ile Türkiye arasında yapılmış ikili bir Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Ne var ki; bu ülke ile yapılmış herhangi bir sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmamaktadır. Yabancı ülkede yapılan çalışmaların Türk Hukuk kurallarına göre tesbiti yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde mümkün olmadığı için zaman zaman bu çalışmalar “borçlanma” yoluyla Türkiye’de ki çalışmalara dahil edilme imkanı tanınmaktaydı. Son alarak; 4958 sayılı Yasayla getirilen bir değişiklikle 506 sayılı Yasanın 86. maddesinin son fıkrasına “Sosyal Güvenlik Sözleşmesi” imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerin yurt dışındaki işyerlerinde çalışmak üzere giden Türk İşçilerine istekleri halinde 85. madde hükümlerinin uygulanacağı” şeklinde bir hüküm getirilmek suretiyle bu konudaki eksiklik giderilmeye çalışılmıştır. Dosyadaki belelerden, davacının, 506 sayılı Yasanın 85. maddesi gereğince isteğe bağlı sigortalı olmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere geriye doğru isteğe bağlı lığın ihdasıda mümkün değildir. Tüm bu olgular yanında; 506 sayılı Yasanın 7. maddesinde özel bir hükümle “işveren tarafından geçici görevle yabancı ülkelere gönderilen sigortalıların bu kanunda yazılı hak ve yükümlülükleri bu görevi yaptıkları sürece de devam eder” şeklinde bir kural getirilmiştir. Buna göre; davacının davalı işveren yanında Moskova’da ki işyerine gönderilmeden önce Türkiye’de bulunan işyerinde çalışıyor iken geçici bir süre için anılan ülkeye gönderilmiş ise; talep konusu hizmet tesbitinin kabulü de mümkün olacaktır.Yapılacak iş;davacının yurt dışına gönderilmeden önce davalı işveren yanında çalışmalarının bulunup bulunmadığı, geçici süreyle bu ülkeye gönderilme olgusunun varlığı kuşkuya yer vermez şekilde araştırılmalıdır.Davacının davalı işveren tarafından Türkiye’de çalıştırıldığı konusunda davacı tanığı Y. D.’ın ayrıntılı açıklamaları bulunduğu da gözetilerek davalı işverenin 02.09.1994-23.01.2003 tarihleri arasında davacı ile birlikte çalışan bordo kayıtlarına geçmiş tanıkların dinlenmesi davalı işyerinden bulunamazsa,komşu işyeri kayıtlarına geçmiş kişilerin araştırılıp dinlenmesi ve tanık Yılmaz’la bu tanık beyanları arasında çelişki oluşursa bu çelişkinin giderilmesi , gerektiğinde davacının isticvabı ile Rusya’ya gitmeden önce davalı şirketin hangi işyerinde hangi kişilerle çalıştığı sorulup bu kişiler arasında resen seçilen kayıtlı tanıkların dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır,Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.