MAHKEMESİ : İstanbul 12. İş MahkemesiTARİHİ : 03/05/2013NUMARASI : 2012/661-2013/216Davacı, işe giriş tarihinin 01/08/1985 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekili ile İ.. Y.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A RDava, davacının ilk defa sigortalı olarak işe giriş tarihinin 01/08/1985 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile ..... T.C. kimlik numaralı ve .... sigorta sicil numaralı davacı A.. A..'ün ilk defa sigortalı olarak işe giriş ve sigorta başlangıç tarihinin 01/08/1985 olarak tespitine karar verilmiştir.Savunma hakkı Anayasa (m.36) ile güvence altına alınmış olup, HMK.nun 27. maddesinde de ayrıca düzenlenmiştir. Bu kapsamda hâkim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için Kanun'a uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hâkim Anayasa ile güvence altına alınan ve HMK'da da ayrıca düzenlenmiş bulunan iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafların duruşmaya çağırmak zorundadır. Uyuşmazlık davanın ve duruşma gününün davalıya usulünce tebliğ edilip edilmediği, taraf teşkilinin yapılıp yapılmadığı, davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasındadır.Somut olayda; dava dilekçesine ilişkin tebligatın davacıya ait ilk işe giriş bildirgesinde yer alan davalı İ.. Y..'ın adresine çıkartıldığı, tebligatın davalının adreste tanınmadığından bahisle bila ikmal mahkemesine iade edildiği, gerekçeli karara ilişkin tebligatın ise aynı sokakta, farklı no lu adreste ikamet eden İ.. Y..'a tebliğ edildiği, İ.. Y..'ın temyiz dilekçesinde işbu dava ile ilgisi bulunmadığını iddia ettiği, netice itibariyle yargılamanın davalı İ.. Y..'ın yokluğunda neticelendirildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca bu davalıya dava dilekçesi usulünce tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, usulünce taraf oluşturulmadan davalı tarafın yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de; davacı vekille temsil edilmediği halde, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, teyiz harcının istek halinde davalı İ.. Y..'a iadesine, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.