Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6303 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 4895 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Eskişehir İş MahkemesiTARİHİ: 16/12/2005NO: 323-742Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi ve duruşma talep etmesi üzerine üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden sigortalının davalı işverene ait gıda ve ihtiyaç maddeleri pazarlaması ve araçlar ile dağıtım işyerinde sigara satış temsilcisi olarak çalıştığı, olay günü şirkete ait kendi yönetimindeki araç ile sigara dağıtımı ve bedellerinin tahsilatı için Eskişehir bölgesine gittiği, dönüş yolunda silahlı şahıslarca durdurularak bu kişilerce araçta bulunan toplam 12.000 YTL. değerindeki sigara ve paranın gasp edildiği, faillerin suçu gizlemek amacıyla sigortalıyı tabanca ile öldürdükleri, açılan kamu davasında Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.12.2005 tarihli kararda sigortalının kullandığı aracı otostop yapmak suretiyle durdurduğu iddia olunan Ü. Ö.adlı kadının gasp suçunu işlediğine ve bu olaylara karıştığına ilişkin yeterli ve inandırıcı delil ve emare bulunmadığından beraetine, D. G. ve Ş. B.'ın cezalandırılmalarına karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.Olay iş kazası olup, iş hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme(koruma) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre,işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Oysa mahkemece, hakimilik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişiden görüş almadan sonuca varıldığı görülmektedir.Yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında özellikle davacının çalıştığı iş kolunda uzman olan aralarında bir hukukçu ile bir emniyet müdürününde bulunduğu iş güvenliği uzmanı bilirkişilerden, İş Kanunun 77. maddesi ve Tüzük hükümleri gözönünde tutularak yöntemince rapor alınmak suretiyle olayda işverenin ölen sigortalının ve haksız fiil faili üçüncü kişilerin kusurlu olup olmadıkları, varsa kusur oranlarını saptamak ve alınan raporu mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve bir olayın iş kazası sayılmasının işvereni salt bu nedenle sorumlu kılmayacağı düşünülmeksizin Sosyal Sigortalar Hukukunda olayda işverenin kusuru bulunmasa dahi sigortalılara ve hak sahiplerine Sosyal Sigortalar yardımı yapılması gerektiğinin kabul edildiği ve davalı işverenin tehlike sorumluluğu ilkesine göre sorumlu olacağı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Diğer yandan davacı Gülcan Selen dava ve ıslah dilekçesi ile toplam 44.658 YTL. maddi tazminat isteminde bulunduğu halde H.U.M.K.'nun 74. maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle bu davacı yararına 53.224.82 YTL. maddi tazminata hükmedilmiş olması da kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hüküm yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.