MAHKEMESİ : Ankara 13. İş MahkemesiTARİHİ : 24/02/2014NUMARASI : 2010/712-2014/157Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle maddi tazminat talebinin reddine, 120.000.00.TL. manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar, davalı ile ihbar olunan TTK Gen. Müd. Vekillerince istenilmesi ve davalı Y.. A.. vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/01/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü Yapı-Tek İnş. San. Ve Tic.A.Ş. vekili Avukat F...P.... İhbar Olunan TTK Gen. Müd. Vekili Avukat M...O...geldiler. Karşı taraf vekili Avukat A...T... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi. KARAR 1-Davanın ihbar olunduğu T.. M..’nün ihbar edenin makamına kaim olmak üzere davayı takip edeceğini ya da davaya müdahil olduğunu bildirmediği, usulüne uygun bir müdahale talebi olmadığı gibi adı geçen aleyhine bir hükümde kurulmadığından, ihbar olunan T.. M.. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ölenin olayda kusurunun bulunmadığının belli bulunmasına ve özellikle davalılar arasındaki kusur dağılımının kendi aralarında görülmesi muhtemel rücu davasında yeniden değerlendirilmesinin mümkün bulunmasına göre, davacılar vekili ile davalı Yapı-Tek İnş San Tic AŞ vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine. 3-Dava 17.05.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davacı anne ile babanın maddi tazminat istemlerini ölenin desteğinde bulunmadıklarından bahisle reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar ile davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahkemenin davacılardan S.. A..’ın maddi tazminat isteminin ölenin desteğinde bulunmadığından reddine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak davacılar yararına manevi tazminatın takdiri ile davacı Z... A... bakımından maddi tazminat isteminin reddi isabetli olmamıştır. Davacıların çocuğu ve kardeşi olan sigortalı S...A....öldüğü iş kazasında sigortalının kusurun bulunmadığı ölümle sonuçlanan iş kazasının davalıların müşterek kusurlu eylemleri sonucunda ortaya çıktığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez. Bu ilkeler gözetildiğinde davacılar Z... A...ile S.. A..’dan her biri yararına hüküm altına alınan 40.000,00’er TL ile davacılar G.... ve C... A....dan her biri yararına hüküm altına alınan 20.000,00’er TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır. Maddi tazminat gelince; Dava nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesine ilişkindir. Davacılardan S.. A..’ın ekonomik ve sosyal durumu ve özellikle emekli aylığı almakta olduğundan bahisle, ölenin desteğinde olmadığının kabulü ve giderek maddi tazminat isteminin reddi isabetlidir. Davacı Zeynep Aydın’a gelince; anılan davacının hak sahibi olarak kabul edilerek Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası kolundan ölüm gelir bağlandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden bellidir. Hak sahibinin tanımı 5510 sayılı Yasanın 3/7 maddesinde yapılmış olup sigortalının annesinin bu kapsamda olduğu açıktır. Öte yandan aynı yasanın 3/10-c maddesinde de bakmakla yükümlü kişinin tanımı yapılmış bulunup buna göre; sigortalının anne ve babasına bakmakla yükümlü olarak kabul edilebilmesi için geçimin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığının Kurum tarafından tespitinin gerektiği ortadadır. Kurumun gelir bağlaması davacı Zeynep bakımından destek altında bulunduğuna karinedir. Gelirin miktarının destek olmayı değil desteğin miktarına etkisinin olacağı da ortadadır. Hal böyle olunca davacı Zeynep Aydın’ın maddi tazminatının yöntemince hesaplatılarak, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatların takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatların fazla takdiri ile davacı Zeynep Aydın’ın maddi tazminat isteminin reddi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar ile davalı yararına takdir edilen 1.100.00.TL. Duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 21.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.