Davacı, 4/I-a sigortalılığı yönünden yaşlılık aylığına hak kazandığına 01.01.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğine ve davalı Kuruma ödenen 13.355.65 TL. tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava; 2829 sayılı Kanun uyarınca hizmet birleştirmesi yapılmaksızın davacıya 5510 sayılı Kanunun 4/1-a kapsamında aylık bağlanması gerektiğinin tespiti ile davacıdan yersiz olarak alınan 13.335,65-TL primin iaedesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazlılı şekilde karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 27.12.1965 doğumlu olan davacının 01.10.2008-23.01.2012 (1193 GÜN) 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/b maddesi) kapsamında Bağ-Kur, 01.07.1983-27.12.2013 (5619 GÜN) tarihleri arasında kesintili şekilde 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının olduğu ve 28.12.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının 2829 sayılı Kanun uyarınca hizmet birleşmesi yapılmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.Kural olarak şartları oluşuyorsa, 2829 sayılı Kanuna göre hizmet birleştirmesi yapılmadan yaşlılık aylığı bağlanabilir. Mahkemece; davacının hizmet birleşmesi olmadan yaşlılık aylığı şartlarının tamam olmadığı, buna göre Kurum işleminin yerinde olduğunu gözönünde bulundurularak istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.