Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 618 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 19290 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ: Konya 2. İş MahkemesiTARİHİ: 28/11/2007NUMARASI: 2007/159-2007/1506Davacı, SSK.'ya çalışmaları nedeniyle iptal edilen sürelerde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 01.03.1986 tarihinden 10.12.1995 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine ilişkindir..Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Davacı ,Kurumca 2926 Sayılı Yasa’ya göre 01.02.1986 tarihinde tescil edilmişse de,1986 yılında 141 gün,1887 yılında 40 gün ,1992 yılında 1 gün,1994 yılında 96 gün zorunlu SSK lı çalışmaları ile çakıştığından 01.03.1986- 01.09.2001 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-kur sigortalılığı iptal edilmiştir.Davacının Ziraat Odası kaydının 24.09.2002 tarihinden itibaren devam ettiği, çakışan zorunlu SSK lı süreler hariç 28.02.1986-01.09.2001 tarihleri arasındaki dönem Tarım Bağ-kur prim borçlarının 2001 yılında toplu olarak ödenmiş olup sonra da primlerin düzenli olarak ödenmeye devam edildiği dosyadaki belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.Ancak davacının tarım faaliyeti yeterince araştırılmadan sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece yapılacak iş; dava konusu dönemdeki zorunlu SSK süreleri kısa olup tarım faaliyetini sona erdirmeyi gerektirecek uzunlukta değildir. Bu nedenle Mahkemece soruşturmanın genişletilerek köy muhtarı ve azaları tesbit edip dinlemek, davacının tarımsal faaliyetine konu ürünleri ve sattığı kimseleri araştırmak, zirai kredi kullanıp kullanmadığı,zirai gübre alıp almadığı ilgili kuruluşlardan sormak, prim borçlarının ödendiği de göz önünde bulundurmak ve toplanan delilerle bir sonuca varmaktan ibarettir.Mahkemece davanın yukarıda açıklandığı şekilde maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.