Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 61 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2309 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Adana 1. İş MahkemesiTARİHİ: 06/12/2007NUMARASI: 2006/8-2007/1629Davacı, prim borcu bulunmadığının tespiti ile resen işyeri tescili işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava; davacı şirketin, dava konusu işle ilgili olarak kurum tarafından yapılan re’sen iş yeri tescili işleminin iptali ile prim borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece; Kurumca yapılan re’sen işyeri tescili işleminin iptali ile davacı şirketin bu tescil işlemi nedeni ile prim borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı şirketin İller Bankası Genel Müdürlüğünce yapılan ihale sonucu; Adana İli Karayusuflu Kasabası harita alım işini aldığı, işin 22.12.1997-16.04.1998 tarihleri arasında bitirildiği, SSK. müfettişlerince yapılan denetim sonucu tutulan rapor ile davacı şirkete yapılan tebligata rağmen istenilen belgelerin getirilmediği ve ihale konusu işi bir başka iş yerinde yaptığını gösterir delil bulunmadığı gerekçesi ile iş yerinin re’sen tescilinin yapılması ve 1997 yılı aralık ayı ile 1998 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarına ait prim ve gecikme zamlarının tahsili gerektiğinin tespit edilmesi sonucu Kurum tarafından re’sen iş yeri tescil edildiği ve 122,84 YTL asıl ve 1.189,05 YTL gecikme zammı tahakkuk ettirildiği bu işlemin davacıya 29.11.2005 tarihinde tebliğ edildiği. anlaşılmaktadır.506 Sayılı Yasa’nın (4958 Sayılı Yasa’nın 37.maddesi ile değişik) 79. maddesinin 13. fıkrası ve 5510 sayılı yasa’nın (5754 sayılı yasa’nın50 maddesi ile değişik) 86/c-7 fıkrası uyarınca; işverenin tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgili kurum ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın reddi halinde, işverenin kararın tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabileceği hükmü öngörülmüştür.Somut olayda, prim borcunun davacıya 29.11.2005 tarihinde tebliğ edildiği işverenin kurum ünitesine itiraz etmeksizin 28.12.2005 tarihinde dava açtığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla davacının yukarıda sözü geçen maddede öngörülen prosedüre uymadığı, giderek kurum ünitesine itiraz etmeksizin doğrudan mahkemeye başvurduğu, açık-seçiktir. Hal böyle olunca özellikle kurum ünitesi itiraz komisyonu kararının iptaline yönelik bir davanın açılmadığı ortadadır. Öte yandan, bu tür uyuşmazlıkların iş mahkemesinde çözümlenmesi için 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79. ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 86 maddesinin öngördüğü prosedürün işletilmesinden sonra süresinde dava açılması gerekmektedir. Yapılacak iş; bu dava, prim borcunun davacıya tebliğinden itibaren, kurum ünitesine yapılacak itiraz süresinde açılmış olduğundan, dava dilekçesinin Kurum ünitesine yapılan itiraz dilekçesi kabul edilerek, dilekçenin Kurum ünitesine gönderilmesi ve bu itirazın sonucu bekletici mes’ele yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 19.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.