Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10349 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 23.10.2009-01.02.2011 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davalı işyerindeki çalışması kayıtlara geçmiş tanıkların bir kısmının montaj bölümünde çalıştıklarını, davacıyı zaman zaman işyerinin satış bölümünde gördüklerini beyan etmeleri, yine bir kısım tanığın davacının işyerinde getir götür işlerinde çalıştığını, aynı zamanda davalı tanığı da olan komşu işyeri tanığı ...'ın davacının davalı işyerine 1-1,5 ay gelip gittiğini gördüğünü ifade etmeleri ve davacı tanığı Ufuk Yılmaz'ın davacıyı tanıdığı için evlerinin cam balkon işini davacının çalıştığı davalı işyerine yaptırdıklarını, ölçü almak için ... isimli bir çalışanın geldiğini beyan edip bu beyanını somutlaştırarak 22.11.2010 tarihli faturayı ve ... tarafından düzenlenmiş “29.10.2010 tarihli ölçü veya sipariş formunu” ibraz etmesi karşısında davanın tümden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, yukarıda yapılan açıklamalar ışığı altında ibraz edilen fatura ile ölçü/sipariş formu evrakını ve dosya kapsamındaki tüm delilleri bir arada değerlendirerek davacının davalı işyerinde söz konusu fatura tarihi ile irtibatlı olacak şekilde 1,5 ay çalıştığının tespitine karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.