MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar, murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ile davalılardan ... vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre temyiz eden tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.2-Dava;18.05.2004 tarihinde geçirdiği iş kazasında vefat eden sigortalının haksahibi eş, baba ve çocuklarının maddi ve manevi zararlırının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece; davacı ... için 10.000,00.-TL, davacı ... için 2.500,00.-TL, davacı ... için 2.000,00TL, davacı ... ve ... için ise 3.000,00'er TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden;SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak nitelendirilen davaya konu zararlandırıcı olayda, davalı ...'in %40, davalı ...'in %10, davalı ...'un %10 ve vefat eden sigortalı Mehmet'in ise %40 oranında kusurunun bulunduğu, davacılar vekilinin yargılama sırasında vekaletindeki yetkiye binaen maddi tazminat istemlerinden feragat ettiği, davacılar tarafından yapılan 1.579,80.-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.386,27.-TL'sinin davalılar..., ... ve...'dan tahsiline ve yine davalı ... tarafından yapılan 1.129,50.-TL yargılama giderinden ise kabul-red oranına göre 898,47.-TL'nin davacılardan alınarak davalı ...'e verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )Bu ilkeler gözetildiğinde davacıların tümü için kararlaştırılan manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır. Kabule göre de davacılar ve davalı ... tarafından yapılan yargılama giderleri yönünüden davanın kabul ve red oranlarına göre kararlaştırılan miktarların davalılar aleyhine olacak şekilde yanlış hesaplanması da ayrıca hatalı olmuştur.O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve tüm davacılar için daha uygun miktarlarda manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.