Mahkemesi : Bakırköy 1.İş MahkemesiTarih : 19.12.2005No : 792-2147Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması adaletin biran önce tecellisi için taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bir bölümünü kanun bizzat belirlerken bir bölümünü işin özelliği ve tarafların durumuna göre belirlenmesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen istisnalar dışında kesindir. Bu nedenle kanunun tayin ettiği sürelere hakim tarafından değiştirilemez. (HUMK 159) buna karşılık hakimin belirlediği süreler kural olarak kesin değildir. (HUMK 163) Hakim, tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltabileceği gibi süre geçtikten sonra tarafların isteği üzerine yeni bir süre verilebilir. Bu takdirde verilen bu süre kesindir. Öte yandan hakim kendi belirleyeceği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. ( HUMK 163/3 cümle) Kesin sürenin tayin edilmesi halinde bu durumun karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğuracağı kuşkusuzdur. Öte yandan hakimin bir işlemin yapılmak üzere süre tayin edebilmesi için, o işlemin kendisine süre verilen tarafın yapabileceği bir işlem olması gerekir. Aksi halde o taraf verilen süre içerisinde sadece kendi yapabileceği kısmı yapmakla kendine düşen ödevi yerine getirmiş olur. Ayrıca kesin süreye ilişkin ara kararının her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılması, yapılacak işlerin teker teker belirtilmesi verilen sürenin yeterli emredilen işin gerekli yapılabilir olması ve süreye uymamanın sonuçlarının açıkça anlatılması gerekir. Yerel mahkemenin 14.7.2005 günlü ara kararının yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmadığı bu yönüyle kesin önel şartlarının oluşmadığı açık olduğu gibi, 14.7.2005 günlü ara kararında verilen önelin kesin olduğuna dair açıklama da yoktur. Hal böyle olunca da kesin süreye uyulmadığı bu durumda da, davacının olayın iş kazası olduğunun ve sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesinden vazgeçtiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş davacının olayın iş kazası olduğunun tespiti amacıyla açtığı davanın yargılamasının sürdürüldüğünü bildirdiği Bakırköy 4.İş mahkemesinin 2005/573E sayılı dosyası celp edilerek incelenmek gerektiğinde davacıya olayın iş kazası olduğunun ve sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi için SSK Başkanlığı’na başvurması giderek dava açması için usulüne uygun mehil verilmek ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6/6/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.