Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5771 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1168 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Trabzon İş MahkemesiTARİHİ: 13/12/2006NUMARASI: 1021-957Davacı, 1.1.1995-1.10.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-kur sigortalası olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacının temyizine gelince; Dava, davacının 01.06.1998-01.10.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.Davacı vekili 04.12.2006 tarihli harçlı ıslah dilekçesi ile talebini 01.01.1995-01.10.2000 olarak değiştirmiştir.Mahkemece dava dilekçesindeki talebin ıslah yolu ile değiştirilemeyeceği gerekçesi ile ıslah dilekçesi nazara alınmayarak davacının 01.06.1998-01.10.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Bilindiği gibi H.U.M.K.'nun 87. maddesinin son cümlesinde "müdei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez" hükmü vardı. Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazetenin 04.11.2000 tarihli nüshasında yayımlanan 20.07.1999 tarih ve 1999/1 Esas, 1999/33 Karar sayılı kararı ile dava açıldıktan sonra davacının müddeabihi "ıslah" yoluyla artırılmasını önleyen bu kural bir hakkın elde edilmesini zorlaştırdığından ve itiraz konusu kuralın, davacıyı ikinci kez dava açmaya zorlaması nedeniyle Anayasa'nın "Hukuk Devleti" ve "Hak Arama Özgürlüğü" İlkelerini kısıtladığından, Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olup bundan böyle davacı, dava dilekçesinde gösterdiği müddeabihi davalı muvafakat etmese bile aynı dava içinde ıslah yolu ile artırabilecektir.Diğer Yandan davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılıYasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p. e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Dosya içeriğinden, davacının 4.10.2000 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, ilk tevkifat kesintisinin 1994 yılı Mayıs ayında yapıldığı, ilk tevkifat kesintisi tarihinden sonra 1998,1999,2000 yıllarında Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığı ziraat odası kaydının 01.10.1994 tarihinden itibaren devam ettiği görülmektedir.Mahkemece 01.06.1998-01.10.2000 tarihleri arasında davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkin hüküm yerinde ise de, ziraat oda kaydının 1994 yılından beri devam ettiği tarımsal faaliyeti bulunduğu halde 01.01.1995-01.06.1998 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.