Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5740 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 7236 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: İzmir 3.İş MahkemesiTarih: 24.04.2006No: 142-253Davacı, davalı işveren nezdinde 01.05.1994-21.12.2003 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 1.5.1994-21.12.2003 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, istek tanık sözlerine dayanılarak kısmen hüküm altına alınmış ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olduğundan usul ve yasaya uygun değildir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.Mahkemece, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıkların ise davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerde değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu da söylenemez.Gerçekten, davalıya ait eski eşya alım satım (antika) işyerinden kuruma verilen dönem bordalarından 1997 ve 1998 yılları dışındaki bodroların dosyaya eklenmediği ,mahkemece 1.1.1999 ila 31.12.2003 tarihleri arasında kalan diğer tüm dönem bordrolarının yeniden istenilmediği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutularak yukarıda yazılı tarihler arasındaki tüm dönem bordaları kurumdan yeniden istenilerek, davacı ile birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı bordo tanıkları, olmadığı takdirde ise tesbit edilecek komşu işverenlerin kayıtlarına geçmiş tanıklar belirlenerek anılan kişilerin bilgilerine başvurmak ve davacı adına işyerinden bildirimlerin başladığı 1.8.1997’den sonraki talepleri yönünden sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz hacının istek halinde davalı İ.D.'e iadesine, 5.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.