Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, zararlandırıcı olay sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, meydana gelen kaza ile yapılan iş(hizmet) arasında herhangi bir illiyet bağı olmadığı anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de varılan bu netice aşağıda yazılan nedenlerden ötürü yerinde değildir.Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde iş kazasının tanımı yapılmıştır. Buna göre, sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen veya ruhen özre uğratan olaylar iş kazası olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında, 5510 Sayılı Yasa'nın 59. maddesine göre Kurumun iş kazası tahkikat raporları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir.Buraya kadar yapılan açıklamalardan sonra dosya kapsamından, 04/03/2012 tarihindeki olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği ve kazalıya iş kazası sigorta kolundan ödeme yapıldığı, mahkemece aldırılan 20/02/2014 tarihli bilirkişi kusur raporunda olayın iş kazası olarak nitelendirildiği, kaza yapan numaralı aracın, kaza tarihinde, davalı şirket ile aynı adreste faaliyet gösteren isimli şirkete ait olduğu, kazadan dokuz gün sonra 13/03/2012 günü aracın el değiştirdiği, olayda aracı kullanan davalı işverenin işçisi olduğu ve adı geçen işçinin yapılan soruşturma kapsamında kollukta verdiği ifadesinde kazanın işe giderken meydana geldiğini beyan ettiği, sigorta müfettişine ifade veren davalı işveren işçisi tanık fabrikada pazar günleri de çalışma olduğunu -beyan ettiği, sonuç olarak kazanın işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş sırasında meydana gelmesi nedeniyle iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı işveren tarafından olayın iş kazası olmadığına yönelik açılmış bir tespit davasının da bulunmadığı açık seçiktir.Hal böyle olunca, mahkemece olayın iş kazası olmadığı değerlendirmesi ile sübut bulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş, olayın bir iş kazası olduğu gözetilip işin esasına girmek, davacının sürekli iş göremezlik oranı tespit kararında 20/07/2017 tarihinde kontrol kaydı bulunduğu dikkate alınarak maluliyet işlemlerinin kesinleşmesi beklendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.O halde, dava vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.