Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5594 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 2957 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Gebze 1. İş MahkemesiTarih : 20.12.2005No : 672-547 Davacı murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin kusurun dağılımına yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararın giderilmesi istemine ilişkin olup davacılar ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde yer almayan manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.Mahkemece davacı babanın SSK'dan yaşlılık aylığı alması sebebiyle davacı anne ve babaya davalı kurumca gelir bağlanamayacağından bahisle davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin aynen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece,manevi tazminata ilişkin açılmış bir dava olmadığı halde, ıslah dilekçesi ile manevi tazminat istemi dikkate alınarak, manevi tazminat talebinin aynen kabulüne karar verilmesi yanlıştır. HUMK.’nun 83. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacılar isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirlerse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Bu nedenle “ davacıların ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine” şeklinde karar verilmesi gerekirken “davacıların manevi tazminat talebinin aynen kabulü ile her davacı için 40.000 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurularak söz konusu ıslaha değer verilmesi doğru bulunmamıştır.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.