Mahkemesi : Gaziantep 1.İş MahkemesiTarih : 1.3.2007No : 1405-93 Davacı davalı P. ve K. Odası Başkanlığı kaydında yanlış yazılan doğum tarihi ile baba adının düzeltilmesi ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasasının 1.nci maddesinde, iş mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş olup İş Yasasına göre işçi sayılan kişilerle işverenler arasında hizmet akdinden veya İş Yasasına dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk (iş) davaları ile sendikaların açacakları ve bu sıfatla aleyhlerine açılacak hukuk davalarına; Sosyal Sigortalar Kurumu ile Sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara bakılacağı öngörülmüştür. 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası’nın 70. maddesinde bu Yasa’nın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği bildirilmiştir.İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılacak davalar 2577 sayılı Yasa gereğince idari yargı yerinde çözümlenebilecektir. Odalar ile üyeleri veya hak sahipleri arasındaki uyuşmazlık idari yargı yerinde giderilmedikçe adli mahkemeler idareyi bağlayıcı, bir eylem ve işleme zorlayıcı nitelikte karar veremezler.Diğer yandan, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesinin veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa’da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların iş mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere ve iş mahkemelerinde bakılamaz. Anayasamızda davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğuna ilişkin hükmünün yanında mahkemelerin kuruluşunun görev ve yetkilerinin, işleyişinin, yargılama usullerinin kanunla düzenleneceğine ilişkin hüküm de bulunmakta olup bu hüküm kamu düzeni ile doğrudan ilişkili olduğundan hak alma gecikecek zorlaşacak kaygısı ile bu hükmün ihlali Devletin hukuk sisteminde kargaşaya neden olacaktır.Somut olayda davacı oda kayıtlarında soyadı, baba adı, doğum tarihi kendisinden farklı olan kişi adına kayıtlarda tahrifat yapılmak suretiyle başkasına ait sicil no ile yapılan üyelik kaydının kendisine ait olduğunun tesbitini istemiş husumeti Sosyal Güvenlik Kurumu (Bağ-Kur Genel Müdürlüğü) ile birlikte G. P., K. Ve O. Odası Başkanlığına yöneltmiştir. Mahkemece G. P. ve K. Odası üye kayıt defterinin 62 sıra nosunda kayıtlı kişinin davacı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Meslek odaları ile üyeleri arasında çıkan kayıt ve terkin işlemleri ile ilgili ihtilaflara bakmaya idari yargı yeri görevli olduğundan G. P., K.ve O. Odası Başkanlığına yönelik dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken, bakılıp sonuçlandırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde kamu düzenine ilişkin bu husus re'sen nazara alınmalı ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın odaya ilişkin hüküm bu nedenle bozulmalıdır.2- Dava, G. P., K.ve O. Odasına 27/4938 sicil no ile kayıtlı olan H., K.-P.ilçesi nüfusuna kayıtlı 6.7.1954 doğumlu İ. Ö.adlı kişiye ait kaydın M.A.oğlu 1.1.1979 doğumlu K.- P. ilçesi nüfusuna kayıtlı davacı i.Ü.'e ait olduğunun tespiti ile bu konuda çıkarılan muaraza'nın giderilmesi ve davacının 1982 affı kapsamına alınması istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulü ile P.ve K.Odası üye kayıt defterinin 62 sıra numarasında kayıtlı kişinin M.A.oğlu, 1.1.1949 P. doğumlu davacı İ.Ü.olduğunun tespitine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının verdiği 27.06.1997 tarihli bildirge üzerine giriş bildirgesinde davacının vergi kaydının 9.10.1978 tarihinde başladığına ilişkin Vergi Dairesi kaydı ve 9.10.1978 tarihinden beri oda kaydının devam ettiğine ilişkin G. O.ve K.Odası Başkanlığı kaydı esas alınarak davalı Kurumca 20.04.1982 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, davacının 1997,1998 ve 1999 yıllarında prim ödemelerinin bulunduğu 4247 sayılı Yasa ile 1999 yılında çıkan aftan yararlanarak toplu prim ödediği, 25.02.2005 tarihinde yaşlılık aylığı tahsisi talebinde bulunduğu, tahsisi talep dilekçesine ekli formda davacının 9.10.1978-31.12.1984, 05.08.1991-26.04.1992, 10.01.1996 ve devamı şeklinde vergi kaydının, 62 üye no ile 10.06.1992 ve devamı şeklinde oda kaydının, 25.07.2000 ve devamı şeklinde Esnaf Sicil kaydının bulunduğunun ilgili Kurumlarca bildirilmesi, bu bildirimle giriş bildirgesindeki oda kaydı ile ilgili bilgilerin farklı olması nedeniyle davalı Kurumca davacının oda kaydı üzerine inceleme yapıldığı ve davacının 9.10.1978 tarihinde oda kaydının hiç bulunmadığı, davacıya verilen 27/4938 sicil numarasının dava dışı M.M.adlı kişiye ait olduğu, 62 üye numarası ile 10.06.1992 tarihinde yapılan kaydın ise H.oğlu P. İlçesi nüfusuna kayıtlı İ.Ö. adlı kişi adına yapıldığı bu kayıt taki baba adının üstünün çizilerek " M.A." doğum tarihinin üzeri çizilerek " 6.7.1944" yazıldığı oysaki davacının 1.1.1949 doğumlu, M.A.oğlu P. İlçesi nüfusuna kayıtlı İ.Ö. olduğu, tahrifatlı kayıt nedeniyle davalı Kurumca vergi kaydı esas alınarak davacı 20.04.1982-31.12.1984, 5.8.1991-26.04.1992 ve 1.1.1996 ve devamı şeklinde sigortalı olarak kabul edildiği, oda kaydının esas alındığı 1.1.1985-4.8.1991 ve 27.04.1992-31.12.1995 tarihleri arasındaki sigortalılığın iptal edildiği anlaşılmaktadır.Davacı her ne kadar dava dilekçesinde farklı kimlik bilgileri içeren oda kaydının kendisine aidiyetinin tespitini istemiş ise de dilekçe içeriğinden bu dava ile davalı Kurumca iptal edilen 1.1.1985-4.8.1991 ve 27.4.1992-31.12.1995 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının geçerli olduğunun ve 2654 sayılı Yasa ile 14.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren Ek Geçici 13. maddeden yararlanması gerektiğinin mahkemece tespitini amaçladığı anlaşılmaktadır.Davacının 1.1.1985-4.8.1991 ve 27.04.1992-9.6.1992 tarihleri arasındaki dönemlerde oda kaydı hiç bulunmadığından, 10.06.1992-31.12.1995 tarihleri arasındaki oda kaydındaki kimlik bilgileri davacının kimlik bilgileri ile uyuşmadığından ve tahrifatlı oludğundan, bu tahrifat ve davalı Kurumu yanıltıcı bilgi bizzat oda başkanlığınca yapılıp bildirildiğinden bu kaydın davacıya ait olduğuna ilişkin davalı oda başkanlığının kabulü sonuca etkili olamayacağından, ayrıca biran için 10.06.1992 tarihinde yapılan oda kaydının davacıya aidiyeti kabul edilse dahi 507 sayılı Yasa'nın 2.5.1983 tarihli ve 62 sayılı K.H.K. ve K.H.K.'nin aynen kabulüne dair 14.02.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3153 sayılı Yasa ile değişik 119 maddesine göre esnafın mesleki faaliyette bulunabilmesi ve ilgili derneğe kaydedilmesi için esnaf siciline kayıt edilmesinin şart olması, 62 sayılı K.H.K.'nin geçici 2. maddesine göre esnaf siciline kaydın ilgili Yönetmeliklerin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içinde yaptırılmak zorunda olunması, ilgili yönetmeliği 1.1.1984 tarihinde yürürlüğe konması nedeniyle 1 yıllık geçiş sürecinin 1.1.1985 tarihinde son bulmasına rağmen davacının 25.07.2000 tarihinde esnaf sicile kaydolması nedeniyle ihtilaf konusu olan 10.06.1992-31.12.1995 tarihleri arasında oda ve sicil kaydı birarada bulunmadığından sigortalı olarak kabul edilmesi için oda kaydının tek başına yeterli olmadığıda gözetildiğinde davacının ihtilaf konusu olan 1.1.1985-4.8.1991, 27.4.1992-9.6.1992 ve 10.06.1992-31.12.1995 tarihleri arasındaki dönemde sigortalılık şartlarını taşımaması nedeniyle sigortalı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Davacıya usulüne uygun olmayan kayda dayanılarak hizmet verilmesi mümkün değilse de ihtilfa konusu olan dönemlere ilişkin primler davacı tarafından ödenmiş, davalı Kurumca da uzunca süre kullanılmış ise davacıya sigortalılık umudu verip pirimleri tahsil edip uzunca süre kullanan davalı Kurumun sonradan sigortalılığı iptal edip sigortalıyı sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakması Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyiniyet kurallarına ve sosyal güvenlik ilkelerine aykırı olacaktır. Yapılacak iş; davacının 1997,1998 ve 1999 yıllarında yaptığı prim ödemelerinin ithitaf konusu 1.1.1985-4.8.1991, 27.4.1992-9.6.1992 ve 10.6.1992-31.12.1995 dönemine ilişkin primleri kapsayıp kapsamadığını davalı Kurumdan sormak gerekirse uzman bir bilirkişiden alınacak raporla tespit etmek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davacıya 10.06.1992-31.12.1995 tarihleri arasında sigortalılık hakkı tanıyacak şeklide tahrifatlı oda kaydının davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.