Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5569 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 10643 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Büyükçekmece İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/12/2006NUMARASI: 2004/942-2006/1163Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (Alacaklı) ile davalı (3.Kişi) vekilleri tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu’nun 99. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafça açılan istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Haczedilen eşyaları, borçlu ile davalı üçüncü kişi birlikte ellerinde bulundurduklarından, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a-2. maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararınadır. Mülkiyet karinesinin aksinin, inandırıcı ve güçlü nitelikte bulunan her türlü delille ispat edilmesi olanaklıdır. Davalı üçüncü kişi, kanıt olarak, faturaya, ticari defterlerine ve Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/69 Esas sayılı kesinleşen bedel artırımı davası dosyasındaki bilirkişi tespit raporuna dayanmıştır. Ne var ki, anılan belgelerdeki eşyaların, dava konusu hacizli eşyalara uygunluğu saptanmamıştır. 22.09.2004 tarihli haciz tutanağında dava konusu forklift ve doğrultma tezgahının seri ve kod numaraları, modelleri, üretim tarihleri gibi ayırt edici özellikleri yazılı olmayıp, sadece markaları yazılmıştır. Hal böyle olunca, karinenin aksinin kanıtlandığından söz edilemez. Mahkemece, dava konusu hacizli eşyaların davalı üçüncü kişi tarafından kanıt olarak sunulan belgelerdeki eşyalarla uyumlu olup olmadığının uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir. Öte yandan, kabule göre de, 04.12.2005 tarihli ve 26013 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde, anlaşmazlık, kabul nedeniyle delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hüküm olunacağı öngörülmüştür. Ayrıca, istihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, 22.09.2004 tarihli haciz sırasında 60 kalem eşya haczedilmiş, bunlardan 30 kalem eşya hakkında davalı üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunmuş, yargılama sırasında davacı alacaklı vekili 14.06.2005 havale tarihli dilekçesi ile iki kalem eşya hariç, diğer eşyalar yönünden davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiştir. Bu durumda, mahkemece, 04.12.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi de gözönünde tutularak, avukatlık ücretinin istihkak davasına konu olan 30 kalem eşyanın değeri üzerinden hesaplanması gerekirken, yalnızca istihkak iddiası kabul edilmeyen iki kalem eşyanın değeri üzerinden hesaplanması da isabetsizdir. O halde davacı alacaklı ile davalı üçüncü kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.