Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5539 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 1648 - Esas Yıl 2006
Mahkemesi : Aksaray 1.Asliye Hukuk İş MahkemesiTarih : 26.09.2005No : 240-415 Davacı, kurum işleminin iptaliyle, 20.6.2003 tarihinden itibaren iş kazası fonundan yapılması gereken aylık ödeme ve iadelerin yapılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetkisizliğine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, nitelikçe, Sosyal Sigortalar Kurumunca yasaya aykırı olarak yapılan işlemin iptali istemine ilişkindir. Bu yönüyle, uyuşmazlığın Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklandığı açıktır. Öte yandan, Sosyal Sigortalar Kanununda, yetki ile ilgili bir düzenlemenin mevcut olmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın 5521 Sayılı Yasanın 15.maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunun 9.ve 17. maddeleri gereğince çözümlenmesi gerektiği söz götürmez. Yukarıda sözü geçen 9.maddeye göre, kurum merkezinin bulunduğu Ankara İş Mahkemesinde dava açabileceği gibi, 17.maddeye göre de, şubenin bulunduğu Aksaray’da dava açılabilir. Bunun için, uyuşmazlığın, Şube muamelesinden kaynaklanmasına gerek yoktur. Zira, Kurumu, temsilen kurum avukatlarının, şubenin bulunduğu yerde kurum aleyhine açılan davaları takibe yetkili olduğu açık-seçiktir. Tersinin kabulü, Anayasanın 141 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 77.maddenin öngördüğü, emredici nitelikteki hükümler, göz ardı edilmiş olur ki, bu hususun hukukça korunmasına olanak olmadığı da tartışmasızdır.Somut olayda, davacı şubenin bulunduğu yerde, yetkili mahkemede dava açtığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.