Mahkemesi : Emet Asliye Hukuk ( İş) MahkemesiTarih : 29.09. 2006No : 176-493Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu tür uyuşmazlıklarda, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve bu orana göre Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer yermeksizin araştırılıp saptanması gerektiği söz götürmez. Nitekim, somut olayda, davacıya 506 sayılı Yasa'nın 54 vd. maddeleri uyarınca maluliyet aylığı bağlanmıştır. Mahkemece, zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve bu orana göre Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değeri hususlarında inceleme ve araştırma yapılmadığı ortadadır. Yapılacak iş, davanın niteliği göz önünde tutularak davacıya, zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığının tesbiti, olayın iş kazası sonucu sayılması halinde, sürekli iş göremezlik oranının saptanması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumu’na başvurması, giderek dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Kabule göre de, yargılama sırasında alınan 09.08.2004 tarihli kusur raporunda, %60 oranında davalı işverenin, %40 oranında davacı işçinin kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan 02.01.2005 tarihli kusur raporunda ise, davalı işverenin %40, davacı işçinin %60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, iki kusur raporu arasındaki açık çelişki giderilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 25.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.