Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5335 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 11015 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : Kartal 2. İş MahkemesiTARİHİ : 04/04/2007NUMARASI : 2003/408-2007/207 Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Temmuz 2001-30.06.2003 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının Temmuz.2001-30.06.2003 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin sübut bulmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davalı işyerin 01.02.2001 tarihinden beri faal olduğu ,davacının bu işyerinde çalıştığına dair bildirim yapılmadığı ancak davacı tesbite konu dönemde çalıştığına yönelik 30.06.3003 tarih ve 210442 sayılı şikayet dilekçe soruşturmasının henüz sonuçlandırılmadığı Pendik Sigorta Müdürlüğü cevabında açıkça bellidir.Ücret ödeme belgeleri istenmesine rağmen işverence gönderilmemiştir. Bordro tanıkları çalışılan süre yönünden farklı beyanlarda bulunmuşlardır.Bazı bordro tanıkları davacının davalı işveren yanında 2-3 gün, bazı tanıklar da 1-2 hafta çalıştığını bildirdikleri dosya içindeki tanık anlatımlarından açıkça görülmektedir.Bu bilgiler davacının az süre de olsa davalı yanında çalıştığının kanıtıdır. Ne var ki tanık anlatımlarından çalışmanın süresi yönünden farlılıklar görüldüğünden tanıkların bu konuda yüzleştirilerek gerekirse işverenin komşu kayıtlı çalışan tanıkları tesbit edilerek dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.Mahkemece yapılacak iş, davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 2001-2003 yılları arasındaki şikayetine ilişkin SSK müfettiş raporunu araştırmak, bordro tanık anlatımlarından çalışmanın süresi yönünden farlılıklar görüldüğünden tanıkları bu konuda yüzleştirmek gerekirse işverenin komşu kayıtlı çalışan tanıkları tesbit edip dinlemek ve sonucuna göre bildirmeyen davacı çalışmaları hakkında bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.