Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5257 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6801 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : Tarsus İş MahkemesiTARİHİ: 17/02/2006NUMARASI: 129-50Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığını ve bildirilmeyen hizmet sürelerinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının davalı işveren F.A. ’a ait yeni dünya bahçesi işyerinde bu bahçenin davalı tarafından satın alındığı 21.8.1989 tarihinden dava tarihine kadar geçen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın reddine, karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.Kuruma verilmiş davacıya ve davalı işyerine ait herhangi bir ait kayıt bulunmamaktadır. Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Fiili çalışmanın varlığı konusunda tanık dinlenmemiş, özellikle komşu işyerlerinin tespit edilerek bu işyeri sahipleri ve çalışanlarının ifadesine başvurulmamış, dosya arasında bulunan ve mahkemece hükme dayanak alınan taraflar arasındaki kesinleşmiş meni müdahale davasındaki delillerle yetinilmiş ise de; niteliği gereği meni müdahale davasında verilen karar bu dava için kesin hüküm teşkil etmez. Gerçekten fuzuli şagil ile ilgili hüküm hizmet aktiyle ilgili davada kesin delil olamaz. Hizmet aktinin unsurları yönünden araştırılma yapılması gerekir. Giderek davacının davalıya ait meyve bahçesindeki evde oturması taraflar arasında hizmet aktinin olmadığını göstermez.Yapılacak iş; davalının işyeri meyve bahçesini satın aldığı tarihte, zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu veya komşu işyeri çalışanlarının ve sahiplerinin bu kayıtları celbedilerek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tarafların delillerini toplamak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra, davacının bekçi olarak çalıştığı kanıtlanabilirse istem gibi karar vermek, aksi halde şimdiki gibi davanın reddine karar vermekten ibarettir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.