Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5252 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6784 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Bursa 3. İş MahkemesiTARİHİ: 21/03/2006NUMARASI: 295-1079Davacı, kendi hesabına çalışmasının 29.08.1994 tarihinde sona erdiğinin ve Sosyal Güvenlik Destek Primi borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının davalı Kurum’a sosyal güvenlik destek primi borcu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının kendi nam ve hesabına çalışma olgusunun 29.08.1994 tarihinde sona erdiğinin ve bu sebeple de sosyal güvenlik destek primi borcu olmadığının tesbitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ile ulaşılmıştır.Gerçekten, 4447 sayılı yasanın 38. maddesi ile 1479 sayılı yasaya eklenen ek 20. maddede, yaşlılık aylığı bağlananlardan kendi adına ve hesabına çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesileceği hükmü öngörülmüştür.Dava konusu olayda, davacının vergi yükümlülüğünün 29.8.1994 tarihinde sona erdiği belirtilmiş ise de, esnaf ve sanatkar sicil kaydının 25.3.2004 tarihine kadar devam ettiği görülmektedir. 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’nun 5. ve 119. maddeleri gereğince esnaf ve sanatkar sicili bağımsız çalışma yönünden yasal karine teşkil etmektedir. Öte yandan, 3165 sayılı yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde, kendi adına ve hesabına çalışmaya (sigortalılığa) karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağı belirlenmiştir. Bu durumda, davacının vergi kaydının silinmiş olmasına karşın, bu kayıttan muaf biçimde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasını sürdürüp sürdürmediğini emniyet ve belediye aracılığı ile işyerinin bulunduğu mahalde araştırmak, davacıya tanık listesi verme olanağını tanımak, esnaf kuruluşlarından araştırma yapmak, tarafların göstereceği deliller toplanmak, bütün belge ve deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.