Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5222 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 7407 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Ankara 7. İş MahkemesiTARİHİ: 27/02/2008NUMARASI: 2006/535-2008/40Davacı, 21 yıl 4 ay 17 gün ödenmiş hizmetine karşılık isteğe bağlı sigortalı olarak emekliliğine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün taraf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 14.08.1981-01.01.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalı olduğunun tespiti ile 21 yıl 4 ay 17 gün hizmetine karşılık 01.01.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması, olmadığı taktirde isteğe bağlı sigortalılıktan aylık bağlanması ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.1.4.1972 tarihinde yürürlü??e giren 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 14.8.1981 tarihli giriş bildirgesi üzerine davalı Kurumca 14.8.1981 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, 30.7.1982 tarihinde vergi kaydının bitimiyle terkin edilip, oda kaydının devamı nedeniyle 22.3.1985 tarihinde yeniden tescilinin yapılıp oda kaydının da 31.10.1985 tarihinde sona ermesi nedeniyle sigortalılığının terkin edildiği, 7.12.1984 tarihinden itibaren 2.1.1990 tarihine kadar ve 8.11.1996 tarihinden itibaren 30.12.2002 tarihine kadar düzensiz ve aralıklı prim ödemesinde bulunduğu, 24.8.1989 tarihinde bu tarihe kadar olan primlerini taksitlendirerek icraen ödediği, davacının 14.8.1981-31.10.1985 tarihleri arasında Muhtelif Esnaf ve Sanatkarlar Odası, 22.7.1981-30.7.1982 tarihleri arasında ve 1.7.2003 tarihinden itibaren devam eder şekilde vergi kaydının bulunduğu, davacının Ankara 15. İş Mahkemesinin 2003/198 Esas sayılı dosyası ile açmış aynı istemli davasının yaşlılık aylığı yönünden reddine, 14.8.1981-31.12.2002 döneminde 21 yıl 4 ay 17 gün Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine dair verilen kararın Yargıtay 10. HD’nin 3.2.2005 tarihli kararı ile, davacının icrai ödemelerinin 1989 öncesine ait olduğu, 1990 yılından başlayarak 8.11.1996 tarihine kadar prim ödemesi olmadığından 1990-8.11.1996 tarihleri arasındaki dönemde isteğe bağlı sigortalı sayılamayacağı belirtilerek, davadaki aylık istemi yasal tahsis istemi kabul edilerek aylık koşullarının irdelenmesi gerektiği yönünden bozulmuş, bozma sonrası HUMK’nun 409. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Her ne kadar davacının vergi kaydı 30.7.1982 tarihinde ve oda kaydı da 31.10.1985 tarihinde sona ermiş ve davacının uyuşmazlık konusu olan 30.7.1982-22.3.1985 ve 31.10.1985-24.8.1989 tarihleri arasındaki dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık koşullarını taşımadığı anlaşılmakta ise de; davacı 24.8.1989 tarihine kadar olan primlerini icraen ödemiş, ayrıca prim ödeme ekstresinden anlaşıldığına göre 8.11.1996 tarihinden itibaren 30.12.2002 tarihine kadar düzensiz ve aralıklı ödemelerde bulunmuştur.Davacının önceden Bağ-Kur’a tescili bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın davacı zorunlu sigortalı sayılarak Elmadağ İcra Müdürlüğünün 1989/944 takip sayılı dosyasında icra yolu ile 24.8.1989 tarihine kadar olan prim borçları tahsil edilmiştir. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacının, Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primi alınan süreler bakımından zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.Öte yandan Dairemizin istikrar gösteren içtihatlarına göre davacının zorunlu sigortalılık koşullarını taşımadığı dönem için Kurum'un hatalı işlemi sonucu geriye yönelik prim yatırması yararına kazanılmış hak oluşturmaz. Ancak, fazla prim ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir. Y.H.G.K’nun 20.11.2002 gün ve 21/892-990 sayılı kararları da bu yöndedir. Yapılacak iş; davacıyı primleri ödenen 14.8.1981 ile 24.8.1989 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı kabul etmek, 1990-8.11.1996 tarihleri arası dönem yönünden istemini reddetmek, 8.11.1996-30.12.2002 tarihleri arasında tahsil edilen primlerin 8.11.1996 tarihinden hangi tarihe kadar isteğe bağlı sigortalı olarak karşıladığını Kurum’dan sormak, verilen cevaba göre karşıladığı sürelerde 1479 sayılı Yasa'ya tabi isteğe bağlı sigortalı kabul edilip, buna göre tam veya kısmi yaşlılık aylığı şartlarını değerlendirerek çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.