MAHKEMESİ: Ankara 12. İş MahkemesiTARİHİ: 25/06/2008NUMARASI: 2007/831-2008/601Davacı, 1.4.2002-31.5.2002 tarihleri arası emekli maaşları TÜFE fark alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, Davacının 01,04,2002 ile 31.05.2002 tarihleri arasında ödenen emekli maaşları için hesap edilmesi gereken TÜFE fark alacaklarının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50,00YTL lik kısmının faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirttiği şekilde istemin reddine karar verilmiştir.Dava nitelikçe 506 sayılı kanuna göre bağlanan aylığın her ay bir önceki aya göre Devlet İstatistik fiyatları indeksi artış oranı kadar artırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Başka bir anlatımla bağlanan yaşlılık aylıklarına uygulanan bir önceki ayın TÜFE oranının, yaşlılık aylığının ödendiği tarihten değil, aylığa hak kazandığı tarihten itibaren yapılması gerektiğinin saptanması ile kurum sataşmasının giderilmesine yöneliktir.Davacıya kurum tarafından 506 sayılı yasanın 60 ve 61. maddelerinde öngörülen koşullara sahip olması nedeniyle aynı yasanın 62. maddesi göz önünde tutularak, ay başından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanmıştır. (Ayın) ise 30 takvim gününü içerdiği davacıya bağlanan yaşlılık aylığının 4447 sayılı yasanın EK 38. maddesi gereğince her ay bir önceki ayın TÜFE oranında arttırılması gerekir. Arttırmanın Sosyal Sigortalar Kanunun 98. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen ödeme tarihinden değil, ayın 30 takvim gününü içerdiği kabul edilmesi gerekmektedir.Mahkemenin bu hususları göz önünde tutarak,uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden verilen karar Dairemizce bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyulmuş olmasına karşın bozmadan önce rapor düzenleyen bilirkişiden yine aynı şekilde rapor alınarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir.Mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman başka bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettirMahkemece davanın yukarıda açıklandığı şekilde maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.