MAHKEMESİ : Seydişehir Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 27/06/2006NUMARASI : 2005/94-2006/205Davacılar, murisinin ölümünün iş kazası olduğunun tespiti ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan SSK Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, hak sahibi davacıların murisleri İ.K.’nün ölümü ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespiti ile davacıların maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece sigortalı İ. K.’nün iş kazası sonucu öldüğünün tespiti ile, davalı işverenin olayın meydana gelmesinde kusurlu bulunmadığından maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden 1950 doğumlu olan sigortalının davalıya ait alüminyum fabrikasında 25.7.1973 tarihinde vardiyalı elektronikçi olarak işe başladığı, 3.3.1975 tarihinde askere gidip askerlik dönüşü işveren ait Yalova Elyaf fabrikasında 16.12.1976-20.6.1979 tarihleri arasında çalışıp 1.9.1979 tarihinde tekrar alüminyum fabrikası işyerinde işe başladığı oto elektrik teknisyeni şefi olarak çalışırken 23.12.2004 tarihinde yemek saatinde yemekhanede geçirdiği kalp krizi sonucu öldüğü, yapılan işin “Ağır ve Tehlikeli İşler” sınıfında olduğu, işe girerken 24.7.1973 ve 1.9.1979 tarihlerinde bulaşıcı hastalığı ve vücutça çalışacağı işe elverişli ve dayanıklı olduğuna dair sağlık raporu düzenlediği, işyeri dosyasında periyodik sağlık muayenelerinin düzenli olarak yapıldığına ilişkin olarak belgeler bulunduğu, herhangi bir ciddi sağlık sorunu olduğuna ilişkin belge ve bilgi olmadığı, yargılama devam ederken 18.11.2005 tarihli yazı ile SSK Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olarak kabul edildiğinin mahkemeye bildirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece hükme dayanak alınan iki makine mühendisi ve elektrik mühendisi olan iş güvenliği uzmanlarınca düzenlenen 23.1.2006 tarihli bilirkişi raporunda sigortalının sağlık muayenelerinin periyodik olarak yapıldığı, işyerinde kalp kriz geçirmesine sebep olabilecek herhangi bir harici etki olmadığının mevcut bilgilerden anlaşıldığı, işverenin verdiği işten dolayı aşırı efor sarfı bulunmadığı, yorgun olmadığı, fazla çalıştırılmadığı, kalp krizinde kişinin yaşının, beslenme şekli ve kültürünün, genetik özelliklerinin ve bünyevi yapısının tütün bağımlılığı, alkol kullanımı, egzersiz durumu ile ilgili olduğu, cinsiyetinde kalp krizinde faktör olduğu, işverence alınabilecek bir tedbir bulunmadığı, sağlığın çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle bozulabileceği, sigortalının bünyevi yatkınlığı ve genel sağlık durumunun bir araya gelerek miyokart infarktüsünün ortaya çıkarmış olduğu ve bu durumun olayın meydan gelmesinde %100 oranında etkili olduğu bildirilmiştir.Davacının işyeri dosyasındaki raporlarında ciddi bir sağlık sorunu olduğuna ilişkin bilgi ve bulgu olmadığına, yapılan işin “Ağır ve Tehlikeli İşler” sınıfında bulunmasına ve çalışılan işyeri ortamı ile olayın çözümünün tıbbi bilgiyi gerektirdiği nazara alındığında alınan raporun yetersiz olduğu giderek hükme esas alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Yapılacak iş, sigortalının kalp krizi geçirmesinden sonra götürüldüğü Seydişehir Devlet Hastanesinden tedavi dosyası, ekleri ve ölüm raporunu getirtmek, işyeri hekimliği işgücü sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan kardiyaloğ ile makine mühendisi ve elektrik mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti ile gerekirse işyerinde keşifte yapılmak suretiyle kusur raporu almak ve çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.Öte yandan, dava açıldıktan sonra yargılama sırasında olayın iş kazası olduğunun SSK tarafından kabul edildiğinden “iş kazasının tespiti” davası konusuz kaldığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına ve dava açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama gideri ve avukatlık ücreti ödemesine karar verilmesi gerekirken mahkemece hukuki yarar bulunulmadığı halde olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiş olması da hatalı olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacı ve davalı SSK Başkanlığının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.1.2008 yönünde oybirliğiyle karar verildi.