Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4981 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 7496 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: İstanbul 4. İş MahkemesiTARİHİ: 05/03/2008NUMARASI: 2007/394-2008/62Davacı, 1.8.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, davalı Kuruma yaptığı 5.4.2006 tarihli tahsis talebi gereğince eksik olan 30 günlük İBS SSK primlerinin tahsilini takip eden ve 506 sayılı Yasa’nın 116 maddesi gereğince 3 aylık sürenin dolmasından sonraki ilk aybaşı olan 1.8.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlanması ve bağlanan aylığın yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, istemin kabulü ile, davacıya 1.8.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ve birikmiş aylıklarının faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç doğru değildir. Gerçekten, davacının 5.4.2006 tarihli ilk tahsis talep tarihinde 2472 gün SSK’ya tabi zorunlu hizmeti ile, 1.5.1996-31.3.2002, 1.3.2002-31.8.2004, 1.4.2005-31.3.2006 tarihleri arasında da toplam 1260 gün SSK isteğe bağlı prim ödemesi yaptığı, davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu 1.3.2002-31.3.2002 tarihleri arasında SSK’ya aynı tarihler için “30 gün” İBS prim ödemesi yaptığının tespiti üzerine, çakışan bu hizmetlerinden zorunlu Bağ-Kur sigortalılığına geçerlilik tanınarak 30 günlük İBS’lı prim ödemesinin geçersiz sayılması sonucu davacının yeniden 30 gün İBS primi ödemesini Haziran 2007 tarihinde yapması sonrasında 2. tahsis talebini takip eden aybaşı olan 1.8.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davada ki uyuşmazlık, davacının 5.4.2006 günlü ilk tahsis talebinin 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi gereğince son 7 yıllık hizmet süresi içerisinde “1260 gün” koşulunun gerçekleşmediği, çakışma sonucu bu süresin 1230 gün de kalması nedeni ile reddine ilişkin kurum işleminin davacıya Nisan-2007 tarihinde bildirilmesi sonrasında, davacının ileri sürdüğü gibi Kurum’un bu belirlemeyi geç yapması üzerine 506 sayılı Yasa’nın 116. maddesinde ki 3 aylık işlem yapma süresi sonunda davacından bu primin alınmış sayılması ile, ilk tahsis talep tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlanıp bağlanamayacağı noktasındadır. Bu yönü ile davada ki yasal dayanağın MK. 2. maddesinde düzenlenen “objektif iyiniyet kuralı” olduğu, kişinin kendi kusuru bulunduğu takdirde de bu ilkeden yararlanamayacağı açıktır. Davacı ilk tahsis talep tarihinde toplam 1260 gün SSK İBS’lık primi yatırmış ise de, bu süre içerisinde 1.3.2002-31.3.2002 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısıdır. Ve bu zorunlu sigortalılık süresini bildirmediğini ileri süremez. Buna rağmen bu aya ilişkin de İBS’lık primi yatırmış olması bu aya ilişkin İBS primini geçerli kılmayacağı gibi, Kurum’un bu sürenin geçersizliğini kendisine geç bildirdiğinden yasal 3 aylık işlem yapma süresi sonunda aylığa hak kazandığını, eksik olan 30 günlük primi bu süre içerisinde yatıracağı savı ile bu süre sonunda yaşlılık aylığı bağlanmasını isteyemez. Tahsis işlemini yapan Kurum yasa ile bağlı olup, yasal dayanağı 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi gereğince davacının ilk tahsis talep tarihinde ve talebi gibi 3 ay sonrasını takip eden aybaşı olan 1.8.2006 tarihinde toplam hizmetleri dikkate alındığında son 7 yıl içerisinde SSK’dan “1260” gün prim ödeme gün sayısının olmadığı açık olup davacıya 1.8.2006 tarihinden başlamak üzere aylık bağlanamayacağı, davacıya yasal koşulların oluşması üzerine 1.8.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı da bağlandığı açık olmakla davadaki istemlerin reddine karar vermek gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ve yorum ile, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.O halde, davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 6.4.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.