MAHKEMESİ: Küçükçekmece 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/06/2007NUMARASI: 2006/1753-2007/705Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık, 3. kişinin İ.İ.K.’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu hacizli tekstil makineleri, borçlu şirketin Ticaret Sicilindeki şube adresinde haczedildiğinden, İ.İ.K.’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin güçlü ve kesin delillerle kanıtlanması gerekir.Mahkemece, haciz mahalli işyerinin 3.kişi şirketçe boş olarak kiralandığına ilişkin davacı tanık anlatımları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak haciz mahallinde hazır bulunan davacı 3. kişi şirket yetkilisi, bu işyerinin borçlu şirketle ilgisinin olmadığını beyan etmesine rağmen haciz sırasında buna dair belge ibraz edemediği gibi, 3.kişi şirketin Ticaret Sicil Memurluğu’nda kaydının bulunmadığı da Ticaret Sicil Memurluğu’nun cevabi yazısından anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında ibraz edilen vergi levhasında davacı şirketin adresi olarak her ne kadar haciz adresi yazılı ise de, bu vergi levhasının da “08.08.2006-işe başlama” kaydını içerdiği, dolayısıyla haciz tarihinden sonra davacı 3. kişi şirketin haciz adresi ile ilişkilendirildiği görülmektedir. Öte yandan, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, H.U.M.K.’nun 299. maddesi uyarınca alacaklının haklarını etkilemeyen adi nitelikteki ve haciz tarihinden sonraki tarihi içeren kira sözleşmesinin de mülkiyeti ispata yeterli belgelerden olmadığı gerçeği de ortadadır.Hal böyle olunca, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamayan istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı (alacaklıya) iadesine, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.