Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4894 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 3327 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Mersin İş MahkemesiTarih : 11.11.2005No : 608-1041 Davacı 1.5.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, nitelikçe,Bağ-Kur Kurumunca yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Bu yönüyle, uyuşmazlığın 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunundan kaynaklandığı açıktır. Öte yandan, anılan yasada yetki ile ilgili özel bir düzenlemenin mevcut olmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın 5521 Sayılı Yasanın 15.maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 9.ve 17. maddeleri gereğince çözümlenmesi gerekir. Yukarıda sözü geçen 9.maddeye göre, davalı Kurum merkezinin bulunduğu yerde dava açabileceği gibi, 17.maddeye göre de, şubenin bulunduğu yerdede dava açılabilir. Bunun için, uyuşmazlığın, şube muamelesinden kaynaklanmasına gerek yoktur. Zira, Kurumu, temsilen kurum avukatlarının, şubenin bulunduğu yerde kurum aleyhine açılan davaları takibe yetkili olduğu açık-seçiktir. Aksinin kabulü, Anayasanın 141 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 77.maddesinin öngördüğü, emredici nitelikdeki hükümler, göz ardı edilmiş olur ki, bu hususun hukukça korunmasına olanak olmadığı da tartışmasızdır.Somut olayda, davacının davalı kurum şubesinin bulunduğu Mersin'de yetkili mahkemede dava açtığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu işlemin Bağ-Kur'un Mersin de bulunan İl Müdürlüğünün işleminden kaynaklanması zorunluluğu yoktur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.