Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4863 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 555 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: İstanbul 4. İş MahkemesiTARİHİ: 27/12/2006NUMARASI: 2005/218-2006/1052Davacı, davalı işveren nezdinde 01.01.1998-25.01.2005 tarihleri arası çalıştığı günlerin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 01.08.1988-01.01.1998 ve 31.07.2001-25.01.2005 tarihleri arasında davalıların evinde sürekli olarak ev hizmetlerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.4857 sayılı İş Yasa'sının 4. maddesinde ev hizmetlerinde çalışanların İş Yasa'sı hükümlerinin uygulanamayacağı, 10. maddesinde nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş deneceği 506 sayılı Yasa'nın 3. Maddesinde ise ev hizmetlerinde çalışanların ücretle ve sürekli çalışanlar hariç sigortalı sayılmayacağı bildirilmiştir.Ev hizmetlerinde çalışanlar, hizmet akdine göre evde çalışan kimselerdir. Bunlar mürebbiye, bahçıvan, şöför, hizmetçi, uşak, bekçi gibi kimselerdir. Haftanın her günü çalışanlar yönünden sürekli, süreksiz çalışma olgusunu belirleme yönünden 4857 sayılı Yasa'nın 10. Maddesindeki tanımdan hareket etmek mümkün ise de haftanın her günü değil de belirli günlerinde gelip çalışanlar bakımından sürekli veya süreksiz çalışmanın kriteri herhalde her haftanın yarısından fazla düzenli olarak çalışma olmalıdır. Gerçekten her hafta sürekli gelip haftanın bir-iki günü gelmeyen bireyi 506 sayılı Yasa kapsamına almamak anılan maddenin amacına aykırıdır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Somut olayda;işe giriş bildirgesinin verilmediği, davalı işyerine ait işyeri tescil kaydının bulunmadığı, dinlenen tanıkların beyanlarının davacının çalışmasının konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, davacının 01.01.1998-31.07.2001 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilen çalışmalarının hangi işyerinde geçtiğinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olduğu ve dava konusu çalışmanın ev hizmetlerinde geçtiği de göz önünde bulundurularak, soruşturma genişletilmek suretiyle davacının ev hizmetlerinde çalıştığını iddia ettiği davalıların tesbiti istenilen dönemlerde ikamet ettiği apartman veya apartmanlarda uzun süre ikamet edenler, komşu apartmanda uzun yıllar oturanlar veya komşu yada yakın yerlerde çalışanları tesbit edip tanık olarak dinlemek, çalışma olgusu çalışmanın sürekli mi süreksiz mi olduğu, davacının çalışmasının niteliği, başlangıç ve bitiş tarihlerini hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edip İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/84 Esas nolu dosyasında görülen alacak davasında toplanan delillerde birarada değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.