Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 48 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17519 - Esas Yıl 2015





Davacı, davalılardan işverene ait iş yerinde 01/06/1990-30/09/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A RDava, davacının askerlikte geçirdiği süre hariç 10.06.1990-30.09.2003 tarihleri arasında davalı işverenin değişik işyerlerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile “...davacının davalıya ait işyerlerinde kuruma bildirilen sigortalı hizmet süreleri düşüldükten sonra 10.06.1990-09.03.2003 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine” karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, ihtilaflı dönemde davalı adına tescilli farklı işyerlerinden, dava dışı işyerlerinden ve davalı adına tescilli olup olmadığı belli olmayan (... sicil numaralı gibi) işyerlerinden hizmet bildirildiği, bilirkişi raporunda sözü edilen davacı tanıklarının beyanlarını içerir duruşma zabıtlarının dosya içinde yer almadığı, davalı işveren ile aralarında bağlantı olduğu kabul edilen Şti. unvanlı işyerinin ticaret sicili kayıtlarının getirtilmediği, ortaklarının aynı olup olmadığının araştırılmadığı, aralarındaki bağlantının açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.Somut olayda, davacının davalıya ait hangi işyerinde, hangi tarihler arasında, kaç gün çalıştığı belirtilmeden hüküm kurulmuş olup karar bu hali ile infaza elverişli değildir. Yapılacak iş, öncelikle dosyada bulunmayan davacı yanın tanık beyanlarını içerir duruşma zabıtlarını eksiksiz olarak dosya içine almak, davacıdan davalıya ait hangi işyerlerinde hangi tarihler arasında çalıştığını açıklamasını istemek, davalı şirketin ve aralarında bağlantı olduğu kabul edilen Şti. unvanlı işyerinin ticaret sicili kayıtlarını getirtmek, aralarında bağlantı olup olmadığını irdelemek, davacının hizmetinin bildirildiği işyelerinin kimin adına, hangi tarihlerde tescilli olduğunu davalı Kurumdan eksiksiz olarak sormak, aynı zamanda davacının çalıştığını beyan ettiği davalı işyerlerinin de hangi tarihler arasında kanun kapsamında olduğunu davalı Kurumdan sormak, davacının çalıştığını beyan ettiği davalı işyerlerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını getirtmek, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra hükümde davacının davalıya ait hangi işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığını açık, net bir biçimde göstecek şekilde sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..'ne iadesine 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.