Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4749 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17316 - Esas Yıl 2015





Davacı, 01/04/2003-04/05/2005 ve 01/03/2006-01/07/2013 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun ve prim borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının 01.04.2003-04.05.2005 ve 01.03.2006-01.07.2013 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve bu prim borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile davacının 01.04.2003-04.05.2005 ile 01.03.2006- 01.07.2013 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun uyarınca zorunlu Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun ve prim borcu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 14.03.2003 tarihli Tarım Bağ-Kur'a giriş bildirgesi ile 01.04.2003 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edildiği, 09.02.2003-01.07.2013 tarihleri arasında ziraat odasında kayıtlı olduğu, 01.02.2002-28.02.2003 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılığı ile 05.05.2005-01.11.2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında ve 01.07.2006-19.07.2013 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu, davacının davalı Kurum tarafından 01.04.2003-04.05.2005 tarihleri arasında (506 sayılı Yasa kapsamında 05.05.2005 tarihinde sigortalılığ başlayana kadar) ve 27.02.2006 varide tarihli sigortalılık belgesine göre 01.03.2006 tarihinden itibaren 01.07.2013 tarihinde ziraat odası kaydının sona erdiği tarihe kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği, davacının 19.07.2013 tarihli tahsis talebinin Tarım Bağ-Kur sigortalılığında prim borcu olduğundan işlemden kaldırıldığı, 20.09.2013 tarihli ekstrede davacının 01.04.2003-04.05.2005 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiğinde 30.09.2013 tarihi itibariyle prim borcunun bulunmadığı, 17.01.2014 tarihli ekstrede davacının da talep ettiği gibi 01.04.2003-04.05.2005 ile 01.03.2006-01.07.2013 tarihleri arasında sigortalı kabul edilmesi halinde 30.09.2014 tarihi itibariyle toplam 18.892,35 Lira prim borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK 297, 298. (Eski 1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddelerinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir..../...Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Hakimin karar verirken tarafların talepleri ile bağlı olduğunu, talepten daha fazlasına karar veremeyeceğini de göz önünde bulundurması gerekmektedir.Somut olayda; davacının talebi 01.04.2003-04.05.2005 ve 01.03.2006-01.07.2013 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile sigortalı olduğu bu sürede prim borcunun olmadığının tespitine ilişkin olmasına rağmen hükmün gerekçesinde davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının tartışılması ve bu yöndeki kanaatin belirtilmesi, hüküm ile gerekçe arasında çelişki yarattığı gibi davacının talebinin aşılması mahiyetinde de olup hatalıdır. Bunun yanı sıra davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilen tarihlerde davalı Kurum tarafından da sigortalı kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davalı Kurum tarafından sigortalı kabul edildiği sürelere ilişkin hüküm tesis etmekte davacının hukuki menfaatinin bulunmadığının dikkate alınmaması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş, uyuşmazlığın davacının prim borcunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak bu hususta tüm delilleri bir arada değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.