Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4742 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 25082 - Esas Yıl 2007
Mahkemesi: Üsküdar 2.İş MahkemesiTarih: 05.10.2007No: 179-622Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 196.103.36 YTL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.03.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Av.Ö.T.ile karşı taraf vekili Av.D. Y. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava 19.03.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 72,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Maddi tazminatın belirlenmesinde bir isabetsizlik yoktur, ancak maddi tazminatın artırılmasına ilişkin 23.03.2007 tarihli ıslah dilekçesinde faiz isteminde bulunulmadığı halde hüküm altına alınan maddi tazminatın tamamına olay tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle yanılgıya düşüldüğü, anlaşılmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 87. maddesinde yer alan "Müddei ıslah suretiyle müddeabbihi tezyit edemez." biçimindeki düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra eldeki davada davacı ıslah dilekçesi olarak nitelendirdiği istem dilekçesi ile asıl dava dilekçesindeki talep sonucunu artırmıştır. Davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü, istemin sonucunun artırılması şeklinde olsa da, yeni bir dava niteliğindedir. O halde ıslah dilekçesiyle artırılan talep için bu dilekçedeki taleple bağlı olarak karar verilmelidir. Öte yandan 23.03.2007 tarihli ıslah dilekçesinde davacının faiz istemi yoktur. Bu durumda ise davacının 23.03.2007 tarihli ıslah dilekçesinde faiz isteği bulunmadığından ıslah ile artırılan miktar için faize hükmedilemez. Yerel mahkemece bu yön üzerinde durulmadan taleple bağlık ilkesine aykırı biçimde ıslah ile artırılan miktar içinde olay tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ. Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 550,00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 25.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.