Mahkemesi : İzmir 3. İş MahkemesiTarih : 10.04.2006No : 463-216 Davacı, yaşlılık aylığından eksik ödeme yapıldığından 01.01.2000 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, Davacının 01,01,2000 ile 11.03.2002 tarihleri arasında ödenen emekli maaşları için hesap edilmesi gereken TÜFE fark alacaklarının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10,00YTL lik kısmının faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.Dava nitelikçe 506 sayılı Kanuna göre bağlanan aylığın her ay bir önceki aya göre Devlet İstatistik Enstitüsü tüketici fiyatları indeksi artış oranı kadar artırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Başka bir anlatımla bağlanan yaşlılık aylıklarına uygulanan bir önceki ayın TÜFE oranının, yaşlılık aylığının ödendiği tarihten değil, aylığa hak kazandığı tarihten itibaren yapılması gerektiğinin saptanması ile kurum sataşmasının giderilmesine yöneliktir.Davacıya kurum tarafından 506 sayılı Yasa'nın 60 ve 61. maddelerinde öngörülen koşullara sahip olması nedeniyle aynı Yasa'nın 62. maddesi göz önünde tutularak, ay başından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanmıştır. (Ayın) ise 30 takvim gününü içerdiği davacıya bağlanan yaşlılık aylığının 4447 sayılı Yasa'nın EK 38. maddesi gereğince her ay bir önceki ayın TÜFE oranında arttırılması gerekir. Artırmanın Sosyal Sigortalar Kanunun 98. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen ödeme tarihinden değil, ayın 30 takvim gününü içerdiği kabul edilmesi gerekmektedir. Mahkemenin bu hususları göz önünde tutarak, 07,04.2006 tarihli bilirkişi raporu ile tesbit edilen, 91,40 YTL TÜFE oranında ücretlerinde meydana gelen artış miktarı nedeniyle taleple bağlı kalarak davanın kabulüne karar vermek gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.