Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 463 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4908 - Esas Yıl 2015
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı Kurum vekili ve .. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, davacının 01/11/1986-04/08/1987 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01/11/1986 ila 31/12/1986 tarihleri arasında 60 gün süre ile 1.199 TL günlük kazanç üzerinden, 01/01/1987 ila 30/06/1987 tarihleri arasında 180 gün süre ile 1.540 TL günlük kazanç üzerinden, 01/07/1987 ila 04/08/1987 tarihleri arasında 34 gün süre ile 1.634 TL günlük kazanç üzerinden hizmetlerinin tespitine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 14/11/1986 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 01/11/1986 tarihinde ünvanlı ve ..........sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, dava konusu dönemde davacı adına yapılmış hizmet bildiriminin bulunmadığı, davalı işveren adına kayıtlı ...... İşçiliği işyerinin 01/07/1986-06/05/1994 tarihleri arasında kanun kapsamında bulunduğu, komşu işyeri tanığı ve bordro tanığı olduğu anlaşılan tanıkların davacının çalışmalarını doğruladığı, davacının 08/04/1987 tarihinde doğum yaptığı ve 06/03/1987 tarihinde doğum önü istirahatinin uygun olduğuna dair raporunun bulunduğu anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, dosya kapsamında beyanı alınan tanıklardan sormak suretiyle davacının 08/04/1987 tarihinde doğum yapmasıyla beraber işten ayrılıp ayrılmadığını, doğumdan sonra davacının çalışmasının devam edip etmediğini belirlemek, doğum öncesi ve doğum sonrası izin durumlarını yasal mevzuat çerçevesinde değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ......'a iadesine 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.