Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4613 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 6645 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Mersin 1. İş MahkemesiTARİHİ: 13/12/2007NUMARASI: 2005/376-2007/748Davacı, 09.04.1981-30.10.1995 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile prim borcu olmadığına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının 09.04.1981-30.10.1995 tarihleri arasında Bağ-kur sigortalı olduğunun tespiti ile Kuruma olan prim borcunun bu tarih itibari ile tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamda yazıldığı gibi istemin kabulüne karar verilmiştir. . Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının vergi kaydı nedeni ile 02.04.1981 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, Kurum tarafından vergi kaydına göre 13.04.1981-22.11.1984;26.07.1985-31.12.1986;09.06.1990-30.09.1990;29.06.1991-30.10.1991; 11.07.1992-10.09.1992 ve 16.10.1996-10.11.1996 tarihleri arasında 5 yıl 11 ay 3 gün Bağ-kur sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 01.02.1975-22.11.1984 26.07.1985-31.12.1986;09.06.1990-30.09.1990;29.06.1991-30.10.1991;11.07.1992-10.09.1992 ve 16.10.1996-10.11.1996 tarihleri arasında vergi kaydının, 30.02.1974-21.07.2005 tarihleri arasında oda kaydının bulunduğu, 13.04.1981-05.10.1992 tarihleri arasındaki döneme ait Bağ-Kur’a prim borçlarını 1992 yılı prim affından yararlanarak kuruma ödediği görülmektedir.1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kurulumu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görürmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24.madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde yeniden değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.Somut olayda davacının 21.07.2005 tarihine kadar devam eden oda kaydı nedeni ile 02.04.1981 tarihinden itibaren 21.07.2005 tarihine kadar zorunlu Bağ-kur sigortalılık koşullarını taşıdığı 31.12.1991 tarihine kadar olan döneme ait prim borçlarını ödediği 01.01.1991-21.07.2005 tarihleri arasında prim borcu bulunduğu anlaşılmaktadır.22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 13.maddesi ile değişik 1479 Sayılı Kanunun Ek 19.maddesinde; “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez...” Aynı Kanunun 14 üncü maddesiyle 1479 sayılı Kanuna eklenen Geçici 26. maddesinde ise “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 31/3/2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar veya hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında Ek 19 uncu madde hükmü uygulanır” denmektedir. Anılan maddeler uyarınca, Bağ-Kur’la sigortalılık ilişkisi sadece kayıtlar düzeyinde kalan, prim ödemesi bulunmayıp, sigorta kollarından yararlanmayan, bu nedenle de Kurumla fiilen sigortalılık bağlantısı bulunmayanların sigortalılık sürelerinin durdurulması ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerine Kurum alacakları içerisinde yer verilmemesi amaçlanmıştır. Ek19.madde, bu kapsamda bulunan sigortalılara borçlarından imtina, bu yolla sigortalılık sürelerini değerlendirmeme, primi ödenen sigortalılık sürelerini ise, hizmet birleştirmesinde ya da Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı tahsisinde kullanabilme hak ve olanağı vermektedir.17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 73.maddesi ile eklenen 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinde; Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığının durdurulacağı, Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilemeyeceği ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyeceği, Kurum alacakları arasında yer verilmeyeceği, Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği düzenlenmiştir. 14 Ocak 2009 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun Gereğince Kendi Adına Ve Hesabına Bağımsız Çalışanlardan 5 Yılı Aşan Süreye İlişkin Prim Borcu Bulunanlar İçin Yapılacak İşlemler Hakkında Tebliğ’in Sigortalılığın Durdurulması Ve Sigortalılık Sürelerinin Değerlendirilmesi başlıklı B maddesinin ilk üç fıkrasında ; 1-Prim borcu ödenmeyen süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin prim alacakları takip edilmeyerek Kurum alacakları arasında yer verilmez. 2-Tebliğ’in yayımından önce veya yayımını takip eden aybaşından itibaren altı aylık süre içerisinde ödenenprim tutarlarına göre sigortalılık süresi belirleneceğinden, Tebliğ’in yayım tarihinden önce veya Tebliğ’de öngörülen altı aylık süre içerisinde de hiç prim ödemesi bulunmayanların sigortalılıkları sigortalılık başlangıç tarihi itibariyle, kısmi ödeme yapanların sigortalılıkları ise ödedikleri primlerin karşıladığı ay sonu itibariyle durdurulur. 3-Tebliğ’in yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren prim ödenmesi için verilen altı aylık süreyi beklemeksizin Kuruma yazılı başvurarak sigortalılıklarının durdurulmasını isteyen sigortalı ve bunların hak sahipleri hakkında da altı aylık sürenin dolması beklenmeksizin 2 nci madde gereğince işlem yapılır sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır. Şeklinde düzenlenmiştir.Bu dözenlemeler birlikte değerlendirildiğinde 5510 sayılı yasanın kısmi borçlanmayı kural olarak kabul etmediği bunun istisnasının Kuruma 5 yıl ve daha fazla prim borcu bulunanların 5510 sayılı yasanın geçici 17 maddesinin uygulanması hakkında tebliğin yayım tarihi olan 14. Ocak 2009 tarihinden itibaren 6 ay içersinde kuruma başvuruda bulunularak kısmi ödeme yapılmasıdır. Somut olayda davacının 21.07.2005 tarihine kadar devam eden oda kaydı nedeni ile 02.04.1981 tarihinden itibaren 21.07.2005 tarihine kadar zorunlu Bağ-kur sigortalılık koşullarını taşıdığı ve 01.01.1991-21.07.2005 tarihleri arasında prim borcu bulunduğu ancak davacının 30.10.1995 tarihine kadar zorunlu Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespiti ve prim borcunun hesaplanmasını istediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uygulama tebliğinin öngördüğü altı aylık sürede davacının kısmi borçlanma hakkı bulunduğundan, mahkemece davacıya 6 aylık süre içersinde kısmi borçlanma için kuruma başvuruda bulunması için önel verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.