Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 460 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 3347 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş MahkemesiTARİHİ : 27/12/2006NUMARASI : 2006/870-2006/1399Davacı, 1.5.1993-2.6.2006 tarihleri arasında SSK sigortalılığı haricinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı, 1.5.1993-2.6.2006 tarihleri arasında Soysal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.Mahkeme, istemin kabulüne karar vermiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.5.1993 tarihinde kurumca re’sen tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, ziraat odasına 4.4.2001 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, muhtarlık yazısına göre 1993-2006 yılları arasında tarımsal faaliyette bulunurken sigortalı işlerde çalıştığı, mahkemece kooperatif kayıtlarının araştırılmadığı 1991 yılından itibaren üzerine kayıtlı toplam 4118 metrekare tarlanın bulunduğu , tanıklar tarafından da tarımsal faaliyette bulunurken kısa süreli SSK’na tabi işlerde de çalıştığının belirtildiği, davacının 30.9.1996 ve 30.6.1997 tarihinde satıp teslim ettiği süt ürününden prim kesintilerinin yapıldığı, tescil edildiği 1.5.1993 tarihinden itibaren prim ödemediği, 26.6.1996 tarihinde kurum kayıtlarına intihal eden dilekçesinde; kurumca re’sen 1.5.1993 tarihinden itibaren yapılan tescilin SSK sigortalısı olduğu gerekçesi ile iptalini istediği, kurumca talep edilen prim borcuna da itiraz ettiği ve terkini istediği, davacının 1982-2002 yılları arasında her sene SSK’na tabi kısa süreli çalışmalarının bulunduğu, bu çalışmalarının 1.10.2002 tarihinden sonra sürekli çalışmaya dönüştüğü, Kurumun davacının talebini ve SSK çalışmasını dikkate alarak 2926 sayılı Yasa’nın 6. maddesi uyarınca tescil tarihinden sonraki 7.8.1993 tarihinde başlayan SSK çalışmasından bir gün önce sona erdirerek davacıyı 1.5.1993-6.6.1993 tarihleri arasında sigortalı olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır.2926 sayılı Yasa’nın 5. maddesinde sigortalı olmak hak ve yükümünden vazgeçilmeyeceği öngörülmekle birlikte davacı kurumca verdiği dilekçede başka sigorta koluna tabi olarak çalıştığını beyan ederek tarım Bağ-Kur sigortalılığının ve prim borcunun iptalini istemekte, bu durumda davacının SSK hizmetleri, kendisini bağlayan beyanı ve sigortalı olarak çalışmaya yönelik iradesinin açıkça SSK yönünden oluşması nedeniyle davalı Kurumca 2926 sayılı Yasa’nın 6. maddesi gereğince tarım Bağ-Kur sigortalılığının 6.6.1993 tarihi itibariyle sona erdirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak 30.9.1996 ve 30.6.1997 tarihlerindeki prim kesintileri dikkate alındığında teslim ettiği üründen prim kesintisi yapılmasını sağlayarak sigortalı olma yönünde iradesini gösteren davacının ilk kesintiyi takip eden aybaşı olan 1.10.1996, ancak çakışan SSK çalışması olduğundan 1.11.1996 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin yapılması gerekmektedir. Mahkemece 2926 Yasa’nın 10. maddesinde sayılan ve kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunulduğunun yasal karinesi olan kayıt ve belgelerin tümü araştırılarak, bu kayıt ve belgelerin 1996 ve devamı yıllarında aralıksız devam ettiğinin anlaşılması durumunda 1.11.1996 tarihinden itibaren uzun süreli çalışmasının başladığı 1.10.2002 tarihine kadar olan dönemde, kısa süreli olması nedeniyle tarım Bağ-Kur sigortalılığına yönelik irade bozulmadığından SSK çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kayıt ve belgelerin bulunmaması durumunda ise, 1.11.1996 tarihinde son kesintiyi takip eden yıl sonu olan 31.12.1997 tarihine kadar olan sürede tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulüne karar verilmelidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.