Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4541 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 7005 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Çanakkale İş MahkemesiTARİHİ: 22/02/2008NUMARASI: 2005/137-2008/30Davacı, Kurumca re'sen açılan işyeri dosyasının iptali ile N.K. ve H. K.'nun sigorta işçisi olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacının Kurumca resen açılan işyeri dosyasının iptali ile N.K.ve H. K.’nun sigortalı işçisi olmadığının istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştirSomut olayda davacı Apartman yönetimi binanın dış cephe boya işi için piyasadan aldığı teklifler içerisinde N.K.’nun teklifi uygun bulunmakla boya işini bu kişiye verdiği, işçi, iskele, boya ve malzemelerin üstlenen tarafından temin edildiği ve çalışma devam ederken 6.7.2004 günü işyerinde çalışan N.K.nun oğlu H.’nın elindeki rulonun sapı binanın yakınından geçen orta gerilim hattına temas etmesiyle elektrik akımına kapılarak öldüğü, SGK Müfettişinin yaptığı inceleme sonrasında hazırladığı raporunda davacının N. K.'na iş için 17.5.2004 tarihinde kaparo verdiğini ve Apartman Karar Defterinde de işin N.’ye verilmesine dair 21.5.2004 te karar alındığını ve boya satıcısının faturayı apartman yönetimine kesmesi nedeniyle davalı Kurum müfettişi tarafından davacının işveren olarak gösterilip hakkında işyeri dosyası açıldığı Nuri Katırcıoğlu için ve 17.5.2005 tarihinde ölen H.K. için 6.7.2004 tarihlerinden aylık bildirge istenilip olayın iş kazası olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle olaydaki hukuki ilişkinin tespit edilmesi gerekir. İstisna akdi Borçlar Kanununun 353. maddesinde "İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizameder."şeklinde tanımlanmaktadır.İstisna akdinde müteahhit eser meydana getirmekten ibaret bir iş görme edimini borçlanmaktadır. Bir iş görme borcu doğuran sözleşme olmakla beraber, burada önemli olan, çalışmanın kendisinden ziyade, bu çalışma neticesi ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabil sonuçtur . Müteahhit, iş sahibi ile akdi ilişkiye, girerken bir sonuç (eser) meydana getirmeyi taahhüt etmektedir. Bu anlamda eser, bir iş görme faaliyetinin maddi veya maddi olmayan sonucudur. Kuşkusuz bağımsız bir varlığı değiştirmeye, işlemeye veya biçimlendirmeye yönelik edimler de eser kavramına dahil sayılır ve istisna sözleşmesinin konusunu oluştururlar. Ücret belli bir süre çalışıldığı için değil, netice için ödenmektedir. Müteahhidin, kararlaştırılan zamandan önce taahhüdünü yerine getirmesi, ücret üzerinde herhangi bir etki meydana getirmeyecektir. Eğer ki çalışan, işgücünü belirli ya da belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işveren buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi istisna akdine dayanıyor demektir.Somut olayda dava dışı N.K. davacıya ait binanın boya işini üstlenmesi şeklinde beliren çalışma ilişkisinde, belirli bir süre çalışmanın değil, bir sonucun meydana getirilerek, bağımsız bir varlığı değiştirmeye, işlemeye veya biçimlendirmeye yönelik edimin amaçlanmış olması karşısında hizmet akdinin yukarıda tanımlanan ayırt edici ve belirleyici özelliklerinin somut iş görme ilişkisinde bulunmadığı gibi taraflar arasındaki hukuki ilişkisinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu açık-seçiktir. Öte yandan davacı, N.ve H. K.nun işçisi olmadığının da tespitini istediğine göre dava bu kişilerin hak alanını ilgilendirdiğinden N.K.ile çalışma sırasında ölen H.K.nun mirasçılarının davaya dahil edilerek gösterecekleri deliller toplandıktan sonra yukarıda yapılan açıklamalar ışığında istisna akdi ile hizmet akdinin unsurları tartışılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.