MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 28.01.2003 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğu, iş kazasının oluşumunda davacı kazalının %90, davalı işverenin ise %10 oranında kusurunun bulunduğu, davacının maddi tazminat istemi bakımından; hükme esas alınan hesap raporunda Kurum'un davacıya iş kazası sigorta kolundan yaptığı ödemenin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmı yerine tüm peşin sermaye değerinin düşülerek neticeye varıldığı yine davacının manevi tazminat istemi bakımından; kaza tarihi ile dava tarihi arasındaki süre ve iş kazasının oluşumunda davacının ağırlıklı kusuru gerekçeleri ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (iş kazasına dayanan maddi tazminat tazminat davaları) haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya ölüm halinde hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan bağlanan bir gelirin bulunup bulunmadığının tespiti ile var ise bu gelirin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 55.maddesi de gözetilerek ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan tenzili gerekir.(Rücuya tabi kısım=Kurumun sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağladığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödemesi tahsislerinin sigortalının kusuruna denk gelen miktarlarının bu tahsislerden tenzili ile ortaya çıkan değerler.) Bunun yanında 818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir. Yine gerek olay tarihinde geçerli olan 818 sayılı yasanın 44. maddesi gerekse karar anında geçerli olan 6098 sayılı yasanın 52. maddesi hükmüne göre ancam zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Somut olayda, davaya konu zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu tartışma konusu değildir. Tartışma konusu olan hususlar Kurumun iş kazası sigorta kolundan davacı sigortalıya bağladığı gelirin tüm peşin sermaye değerinin hesaplanan maddi zarardan tenzil edilerek neticeye varılmasının doğru olup olmadığı ile kazalının ağır kusuru halinde manevi tazminat isteminin reddinin doğru olup olmadığıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere iş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Kurum tarafından karşılanmayan maddi zararların karşılanmasına dair davalardır. Buna göre davacının sürekli iş göremezliği nedeniyle Kurumun iş kazası sigorta kolundan kendisine yaptığı bir ödeme var ise bunun, ayrıca yine var ise geçici iş göremezlik ödemesinin hesaplanan maddi tazminattan düşülmesi esastır. Bu açıklamalar kapsamında, davacı için hesaplanan maddi zarardan Kurumun bu sigortalıya yaptığı tahsislerin düşülmesi doğru olmakla birlikte düşülmesi gereken bu tahsislerinin davacı sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağlanan sürekli işgöremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödemesinin rücuya tabi miktarı yerine kazalıya bağlanan sürekli işgöremezlik gelirinin tüm peşin sermaye değerinin düşüldüğü hesap rapora itimat ile neticeye varılması doğru olmamıştır. Bunun yanında davalı şirketin kazalıya oranla hafif dahi olsa anılan olayda kusurunun bulunduğu, ve davacının zararını tazmin ettiğinde yoksulluğa düşeceğine dair dosyada bir kaydın bulunmadığının anlaşılmasına göre yazılı gerekçe ile davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi de hatalı olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; maddi tazminat davası bakımından davacının maddi zararını güncel verilere göre yeniden hesaplatmak, davacıya anılan iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri olarak Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ile yine Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin rücuya tabi kısımlarını( Rücuya tabi kısım=Kurumun sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağladığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödemesi tahsisleri toplamının sigortalının kusuruna denk gelen miktarlarından tenzili ile ortaya çıkan değerler) hesaplanan bu tazminattan düşerek neticeye varmak yine tarafların kusur durumunu, kazalının maluliyet derecesi ile davacı ile davalının sosyal ekonomik hallerini gözeterek davacı kazalı yararına uygun miktarda bir manevi tazminata karar vermektir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.